13 Temmuz 2010 Salı

Devlet ve vicdan Eser KARAKAŞ

Devlet ve vicdan


Eser KARAKAŞ ekarakas@stargazete.com



Bu yazı yakın bir tarihte çıkan bir AİHM kararı ile ilgili.

Daha doğrusu bu karar karşısında devletimizin ne yaptığıyla ilgili.

Daha da doğrusu ne yapmadığı ile ilgili.

Konu siyasi bir konu değil.

Yani kürt meselesi değil, Abdullah Öcalan meselesi değil, Kıbrıs meselesi değil, ifade özgürlüğü meselesi değil, işkence meselesi değil.

Ama özünde devletin adam gibi bir devlet olup olmadığı ile ilgili bir mesele.

1996 senesinde bir küçük çocuğa Kızılay’da kan ama beraberinde HIV virüsü de veriliyor.

Bir süre sonra bebeğin bu kan verme işlemi nedeniyle AIDS hastası olduğu anlaşılıyor.

Aile de bu aşamadan sonra hem sağlık hem de hukuk süreçlerini beraber yürütmeye gayret ediyor.

Basından öğrendiğimize göre çocuğun babası bir şoför yani son derece sınırlı maddi imkanlara sahip bir aile.

Ailenin yeşil kartı var ve bu kart sayesinde çocuğun tedavisine başlanıyor ama bir süre sonra hukuk sürecinde Sağlık Bakanlığı aileye tazminat ödemeye mahkum olduğunda (miktar da orantısız ölçüde mütevazi) yeşil kart uygulaması aile için durduruluyor.

Ve aile de bebeğin çok masraflı tedavisini yürütmekte zorlanıyor.

Aile bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuruyor ve AİHM yüklü bir tazminata ve devletin çocuğun bakım masraflarını yaşamı boyunca tümüyle üstlenmesine hükmediyor.

Ortada bir devlet kurumunun, Kızılay’ın akıl almaz bir hatası nedeniyle hayatı kararan küçük bir çocuk, bu çocuğun çok masraflı tedavisini üstlenemeyecek maddi koşullarda bir aile ve daha da önemlisi AİHM’in tazminat ve sürekli bakım kararı var.

Olmayan ise devletin ailenin bu mağduriyetini asgariye indirmek için atması gereken adım.

Adım dediğimiz de AİHM kararının acilen uygulanması, tazminatın ve bakım masraflarının gecikmeden aileye ödenmesi.

Ailenin avukatının ifadesine göre yasal sürenin geçmesine rağmen devletin yükümlülüklerinie yerine getirmemesi nedeniyle aile büyük bir sıkıntı içinde zira tedavi çok pahalı, ailenin bu tedaviyi kendi olanaklarıyla yürütme olanağı yok.

Yine basından öğrendiğime göre konu Dışişleri bürokrasisinin önünde ama henüz (!) AİHM kararının gereği yapılmıyor.

Ama bu arada fakir bir ailenin Kızılay’dan HIV virüsü kapmış çocuğu tedavi görebilmek için bekliyor.

Beklesin.

Devletin mutlaka daha önemli işleri vardır.

Herhalde bir parça vicdanı da vardır

Hiç yorum yok: