Ahmet Türk yumruklandı!
O dün hastaneden çıkarken, anlayışını özetledi: “Sadece Kürtler değil, Türk halkı da bu olayı hem yüreğinde hem beyninde mahkûm etti”. Herhalde herkesin duymasını ve ibret
almasını istedi!
Ahmet bey, karşılaştığı anlayışsızlıklardan yorulmadı; yıllardır değişmeden, bıkıp usanmadan Kürtlere ve Türklere sabrın bütün halkları selamete taşıyacağını anlatmaya çalışıyor; halkına örnek oluyor. Diğer yanda kendini
yumruklamak isteyenlere de seslenmek istiyor: “Kardeşliği sevgiye dönüştürebilmeliyiz.”
Yüreği ve aklı ön yargılarına prangalılar hariç, Ahmet beyin söyledikleri, inanıyorum, dünyanın her yerinden duyuluyordur. Zincirlerinden kurtulmak istemeyenler, ‘açılım saçmalığı’, ‘kahraman yapılan eşkiya’ gibi sözlerle, olan biteni bir süre daha öfke ve hınçla yazacaklar ve konuşacaklardır!
Samsun olayı adli soruşturmaya alınmıştır. Önceden tasarlanıp, tasarlanmadığı ve olay sırasında seyredenler hakkında, herkes gibi benim de çıkarımlarım var. Bunları yargıçlara bırakıp, yumruğun hedefi hakkında düşünebiliriz.
Bana göre o genç Ahmet beye değil, ‘Kürt açılımına’ yumruk atmıştır.
Aylardır, açılımı ihanetle birleştiren konuşmaların sonucunun bu yumrukta kalmasına sevinmeliyiz.
Galiba üzerinde düşünülmesi gereken şudur: Geçen haziran sonlarından beri, sadece Meclis’te söylenen
bunca ürpertici sözlere inanılsaydı; tepki bir yumrukta kalır mıydı?
Bu kadar tahriki, bir yumrukla geçiştireceksek milletimizle, halkımızla, en eğitimsizinden en yetişkinine
kadar bütün bireylerin hepsiyle öğünebiliriz. Güven içinde olmamız için bu olay bile yeter; halkımız her şeyi doğru değerlendirmektedir.
Ben kimseyi sözleriyle suçlamak istemem; kürsü heyecanı içinde konuşanları değil söylenenleri örnek göstereceğim; okuyun ve karar verin:
“Bu yıkıma neden olanlar, gerekçe hazırlayanlar, sessiz duranlar, göz yumanların, (...) yaptıkları ve yapacakları; açıkça söylüyorum ‘millete, tarihe ve devlete’ ihanettir.
PKK’nın yıllarca dağda savunduğu bütün ihanet fikirleri şimdi iktidar zihniyeti tarafından sözde barış ve demokrasi
süreci olarak ‘Kürt açılımı’ tanımıyla savunulmaya başlanmıştır
Etnik köken farklılıklarına dayanarak milli birliğin temellerini yıkmak, devletin varlığına ve milletin birliğine kastetmek demektir. Bu da ihanetle eş değerdedir.
Türkiye’yi yıkıma götüren (...) bölücü ihanet odaklarının oyununu bozmak vazgeçilmez milli görevimiz ve namus borcumuz olacaktır.”
Sekiz aydan beri halkımız, benzer sözlerle sürekli ayağı kaldırılmak istenmektedir! Son olay Türklerin
ve Kürtlerin, yapılmak istenenleri iyi anladığını, karşı sözleri de doğru değerlendirdiğini göstermiştir.
Ahmet beyin eşi Mülkiye Türk hanım, Akşam gazetesinden Ali Ekber Aktürk’e
bakın ne demiş: “Yitirilen değerler için de ağladım. Çünkü bu yumruk eşime değil, Kürt ve Türk halklarına, barışa, kardeşliğe ve demokrasiye atılmıştır.”
Ben umutluyum, barışa atılan yumruk hiçbir iz bırakmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder