15 Nisan 2010 Perşembe

Sedat Ergin / Anayasa Mahkemesi'nde iktidar nasil sağlanır? (2)

Sedat Ergin
sergin1@hurriyet.com.tr




Anayasa Mahkemesi'nde iktidar nasil sağlanır? (2)


HÜKÜMETİN, hazırladığı teklifte Anayasa Mahkemesi'ne TBMM'den seçilecek 3 üyenin 3'ünün de Meclis'teki iktidar çoğunluğu tarafından belirlenmesini güvence altına alan BİR şekilde düzenlediğini dünkü yazımızda genis BİR şekilde işlemiştik.

Teklife Gore, Mahkeme'nin Kalan 14 üyesi imkb Muhtelif kurumların gösterecekleri adaylar arasından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanıyor. Nazım rolü şekillenmesinde BİR Baska anlatımla, Mahkeme'nin yapısının ve ruhunun Cumhurbaşkanı oynuyor yine.
Taslağın met bölümdeki puf noktaları büyüteç altına yatırıldığında, Cumhurbaşkanı'nın cok kolaylıkla kendi Dünya görüşüne Yakin adayları seçebilmesinin önünü açan BİR düzenin tasarlandığı hemen göze çarpıyor.
DANIŞTAY VE YARGITAY'IN AĞIRLIĞI DÜŞERKEN
Bir kere BİR Genel saptama yapalım. Mevcut sistemde mahkeme 11 asil, 4'ü yedek Olmak üzere toplam 15 üyeden oluşurken, taslakta Üye sayisi 17'ye çıkıyor ve yedek üyeliğe de oğlu veriliyor.
Üyeliklerin dağılımına baktığımızda, iktidar partisinin kendisine Yakin gördüğü bazı kurumların Mahkeme'deki kontenjanlarını artırdığı anlaşılırken, Yakin görmediği bazılarının ağırlığını imkb asağı çektiği göze çarpıyor. Örneğin, mevcut sistemde Sayıştay'dan 1 üye seçilirken, yeni taslakta bu sayı 2'ye çıkıyor. Buna karşılık, 2 asıl ve 2 yedek olmak üzere toplam 4 üyeden oluşan Yargıtay kontenjanı 3'e düşürülüyor. Danıştay'ın 2 asıl 1 yedek üyeden oluşan 3'lük kontenjanı ise 2'ye iniyor.
Danıştay ve Yargıtay‘dan tasarruf edilen 2 üyelik, ilginçtir ki YÖK'e tahsis ediliyor. İktidarın mutlak hakimiyete sahip olduğu YÖK'ün kontenjanı böylelikle 1'den 3'e çıkıyor. Üst kademe yönetici ve avukat kontenjanı 4'te kalırken, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi de eskiden olduğu gibi yine 1 üye ile temsil ediliyor.
KÖŞK YARGITAY'I NASIL BY-PASS EDER?
Burada ilginç olan bir nokta, Yargıtay ve Danıştay'dan mahkemeye gelecek olan üyeler söz konusu olduğunda, Cumhurbaşkanı'nın bu kurumlardaki çoğunluk eğilimini by-pass edebilmesini mümkün kılacak bir düzenlemenin getirilmiş olması. Şöyle ki, mevcut sistemde Yargıtay'dan mahkemeye gelecek her üye için Yargıtay Genel Kurulu'nda yapılan seçimle üç aday belirleniyor. Aynı sistem 95 üyeli Danıştay'da da geçerli.
Burada önem taşıyan, toplam 250 üyeli Yargıtay'da bu listeye girebilmek için salt çoğunluk, yani 126 üyenin oyunu alma koşulunun aranması. Danıştay'daki eşik 48. Ayrıca, her üye üç aday için oy kullanabiliyor.
Oysa yeni sistemde bir üyenin üç aday için oy kullanması kuralı kaldırılarak, tek üyenin tek adaya oy vermesi kuralı getiriliyor. Mevcut sistem uygulanmış olsaydı Cumhurbaşkanı'nın önüne gidecek üç adayın da 126 eşiğini geçmiş olması, yani bir şekilde Yargıtay'ın çoğunluğunun desteğini arkalarına almaları gerekecekti. Oysa yeni sistemde bu koşul kaldırılıyor.
Bu uygulamada ne anlama geleceğini şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Yapılan seçime 5 adayın katıldığını ve adayların sırasıyla 120, 60, 40, 20 ve 10 oy aldığını varsayalım. Köşk'e 120, 60 ve 40 oy alan adayların isimleri gidecek. Cumhurbaşkanı'nın kendi dünya görüşüne daha yakın bulması halinde 40 oy alan üyeyi seçmesi kuvvetli muhtemeldir.
GÜL'ÜN İÇTİHADI SANDIKTAN YANA DEĞİL
Cumhurbaşkanı Gül'ün Çankaya'da görevde kaldığı süre içinde Yargıtay ve Danıştay kontenjanından boşalacak olan üyelikler için kullanacağı tercihlerde sandıktan çıkan oy sıralamasını esas almayacağını yerleşik içtihadı çerçevesinde artık rahatlıkla tahmin edebiliriz.
Kaldı ki, Gül'ün Anayasa Mahkemesi yedek üyeliği için Yargıtay kontenjanından yaptığı seçimin üzerinden henüz 48 saat geçti. Yargıtay'da yapılan seçimde ilk turda Ramazan Özkepir 139 oy, Kemalettin Yüksel 127 oy almış, ikinci turda eşik geçilememiş ve üçüncü turda Burhan Üstün 136 oy elde etmişti. Gül, bu üç aday arasında sandıkta birinci gelen Özkepir'i değil, Üstün'ü tercih etmiştir.
Gül'ün YÖK ve yönetici kontenjanlarını nasıl değerlendirileceği konusunda kehanette bulunabilmek de çok güç değildir.
Yarın anayasa değişikliği gerçekleşirse önümüzdeki sonbaharda Anayasa Mahkemesi'nde nasıl bir tablonun karşımıza çıkacağı sorusunu irdeleyeceğiz.

Hiç yorum yok: