9 Nisan 2010 Cuma

Tuncay Özkan'ın cevabı Şamil TAYYAR

Tuncay Özkan’ın cevabı

RSS

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Engin Cengiz ile Ergenekon sanığı Tuncay Özkan arasındaki telefon görüşmesi kayıtları kamuoyuna yeni mal oldu. Bu kayıt, 2 yıldır Ergenekon dosyasındaydı.

Bu dosyaya göre; Ergenekon sanığı Adnan Bulut’un 23 Eylül 2008 günü Büyükçekmece Beylikdüzü’ndeki evinde yapılan aramada 2 dakika 31 saniye süren bu görüşme kaydı da ortaya çıktı.

Görüşmeyi yapan Tuncay Özkan, ses kaydını muhafaza eden Kanaltürk’ün Haber Müdürü ve Tuncay’ın yakın arkadaşı Adnan Bulut...

Başsavcı, böyle bir konuşmanın varlığını kabul etti, görüşmenin

11 yıl önce gerçekleştiğini söyledi. Yani, 1999...

Ya Tuncay?

Savcılıktaki sorgusunda Tuncay’a bu ses kaydı da soruldu, “Böyle ses kaydından ve görüşmeden haberim yoktur. Hayatımda hiç kimsenin sesini gizli ve açık kaydetmedim” dedi.

Savcılar, görüşmedeki ifadelerini tek tek sıralayıp Aykut Engin Cengiz’le ilişkisini sorunca Tuncay’ın cevabı, “Bahsedildiği kaydı ben yapmadım. Bu görüşmeyi hatırlamıyorum. Kimse bana bu şekilde bir şey söylemedi. Konu hakkında bilgim yoktur” oldu.

Sonraki soru şu: “Siz bu soruşturmayı gazeteci kimliğinizle mi yoksa başka bir sıfatla mı müdahil olmaktasınız?”

Cevap: “Benim bu görüşmeyle alakam yoktur. Bunun nasıl kaydedildiği konusunda hiçbir fikrim yoktur. O kişinin ben olma ihtimalimde yoktur.”

Son soru: “Bu çelişkiyi açıklar mısınız? Bugün yargının bağımsızlığını isterken neden daha önceki yıllarda yargıya ve yürütülen soruşturmaya müdahale ettiniz? Neden yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedelediniz? Açıklayınız.”

Cevap: “Benim bu görüşmeyle alakam yoktur. Ben böyle bir kayıt tutmadım, böyle bir olayın içinde olmadım. Bunlar beni karalamak amaçlı dezenformasyon ürünleridir. Yaşamım boyunca hiç kimsenin ses kaydını izinli izinsiz tutmadım. Benimle içerik açısından hiçbir ilgisi olmayan bir konuşmadır.”

Aradan 2 yıl geçti, kayıtlar kamuoyuna mal oldu, Başsavcı çıktı, “Evet o görüşmeyi ben yaptım” dedi. Mertçe, kıvırmadan...

Kanaltürk ile CHP arasındaki prodüksiyon anlaşmasını yayınladığımda da Tuncay,“yalan” diye bağırıp dava açacağını söyledi. CHP, sözleşmeyi doğrulayınca, “Ya nasıl olur, bu sözleşme bir bende, bir CHP’de bir Anayasa Mahkemesi’nde vardı, bu adama kim verdi o belgeyi” demeye başladı.

Bizim Tuncay işte...

Hiç yorum yok: