Eksik olan ne?
Mahir KAYNAK mkaynak@stargazete.com
Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geçtiğinden beri oylarını nasıl artıracağının hesabı içinde ve politikasını bu amaca ulaşmak için kurgulamış durumda.
Bir politikacının bu amaca yönelmesi yadırganmaz ama amaca ulaşmak için nasıl bir yol izlediği önemlidir. Şu ana kadar, ağırlıklı olarak, rakibinin kişliğine yönelik eleştiriler ön plana çıktı. Sözlerinin içinde ne dış politika ne de ekonomide uygulayacağı model vardı.
Şüphesiz iktidara gelebilirse bu konularda bir politikası olacaktır. Ama bir ülkeyi, sözde değil gerçekten yönetenlerin, uygulayacakları politikaları vardır ve bunlar önceden belirlenmiştir. İktidara gelen etrafında güvenebileceği kişiler arar ve önceden hazırlanmış bir kadro ile yola koyulur. Bundan sonra kendisi başka bir iradenin kontrol ettiği politikaların simgesi haline dönüşür. Sıradan bir insan olmasına rağmen bir efsaneye dönüştürülür ve hem kendisinin hem de onu bu makama getirenlerin mutlu olduğu bir düzen kurulmuş olur.
Türkiye bu süreci çok yaşamıştır ve bunun en önemli örneği Ecevit idi. Mesela ekonomide kendisine ait olduğu bilinen anlamsız ve çocukça sayılabilecek köykent projesinin ötesinde bir projesi olmadı. Diğer konular da yeterli bilgisinin olduğu söylenemezdi ama Türkiye’nin efsane liderlerinden biri olan İnönü’yü yenebildi ve ülkemizin başbakanı oldu.
Bu durumda, eğer CHP iktidara gelirse, nasıl bir politika uygulayacağını sadece tahmin edebiliriz. Her tahminde olduğu gibi bir hata payı olacağını kabul ederek bir tahminde bulunabiliriz. Türkiye’nin dış politikası AB’ye yönelik olacaktır ve bu politika Baykal’ınkine uymamaktadır. Esasen Baykal’ın bir kaset operasyonuyla safdışı edilmesinin nedeni bazı kişilerin ahlaki duyarlılıkları değil dış politikadaki AB karşıtı tavrıdır. Yeni CHP iktidarının bölge gücü olmak gibi bir iddiası olmayacak, Türkiye’nin sınırları içinde güvenli ve gelişmiş bir ülke olması hedef alınacaktır.
Arkasındaki güç geleneksel büyük sermaye ve onun kontrol ettiği medya olacaktır. Laiklik konusunda ısrarlı olmayacak ama ABD karşıtı olan dindar kesimlerin desteğini alacaktır.
Bu politikalar bugünkü MHP yönetimiyle çatışmaz ve bir CHP-MHP koalisyonu hedef alınacaktır. Ancak referandum sonuçları MHP’nin ayrışmasının mümkün olduğunu göstermektedir ve bu ittifakı bozmak için ideolojik farklılık kullanılabilecektir.
Siyasette rekabet iki türlüdür. Ya aynı hedefe varmak için farklı yollar izlenmek istenir ya da varılacak hedef farklıdır. Bugün gördüğümüz rekabet farklı hedefleri olanların arasındadır. Eğer Baykal ya da benzeri birisi CHP’nin başına gelir ve MHP’de referandum sonuçları gerekçe gösterilerek bir değişim yaşanırsa rekabet aynı hedefe varmak ama farklı yol önerenler arasındaki rekabete dönüşür. Bu tür rekabetler yıkıcı değildir ve herkes hedefe varmak için diğerini zorlar. Siyasi istikrar aslında budur ve büyük güçler belli bir hedefe varmak için uygun olan parti ya da kişileri iktidara taşır. ABD’de siyasi iktidar değişti ama hedefler aynı kaldı ve her gelen değişen dünya şartlarında ABD’nin etkinliğini korumak için uğraşmaktadır. Önümüzdeki dönem Obama görevini tamamlamış olacak ve yeni bir simge aynı hedefe yönelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder