11 Haziran 2010 Cuma

GOLDSTONE ROPORU (2): Hamas’ın insanlığa karşı suçları - Sedat Ergin

GOLDSTONE ROPORU (2): Hamas’ın insanlığa karşı suçları






HAMAS, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi “kendi topraklarını koruma mücadelesi veren bir direniş hareketi” midir?



Yoksa ABD ve İsrail’in ileri sürdüğü gibi bir terör örgütü mü?

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından İsrail’in Gazze’ye dönük saldırısını araştırmakla görevlendirilen Goldstone Komisyonu’nun raporu, ne “direnişçi” ne de “terör örgütü” gibi bir tanımlama getiriyor Hamas için.



Ama BM Komisyonu’nun Hamas’a yüklediği suçlar, bir direniş örgütünün mazlum konumuna hiç yakışmayan fiillere işaret ediyor. Komisyon, Hamas’ı, dünya kamuoyuna sivil hedeflere saldırarak “insanlığa karşı suç işleyen”, ayrıca Filistinli siyasi muhaliflerine karşı “yargısız infaz yapan”, onlara karşı “organize şiddet kullanan”, “işkence eden” bir hareket olarak takdim ediyor. İsrail’in Gazze’de “insanlığa karşı suç işlediği” yargısına vardığı için bu ülkenin şiddetli tepkisine hedef olan Komisyon Başkanı Güney Afrikalı yüksek yargıç Richard Goldstone, Hamas konusunda da oldukça ağır hükümlere yer vermiş aynı raporda. Özetle, aslen Musevi olan Goldstone, hem İsrail’i hem de Hamas’ı “insanlığa karşı suçlu” görüyor.



HAMAS SİVİLLERE 8 BİN ROKET ATTI



Goldstone, kendisi dahil dört kişilik heyetle yaptığı incelemelerden sonra hazırladığı 15 Eylül 2009 tarihli raporunda, Hamas’ın sorumluluğunu iki kategoride değerlendiriyor. Birincisinde Hamas’ın 2001’den sonra İsrail’e yaptığı füze saldırıları, ikinci bölümde ise örgütün 27 Aralık 2008 ve 18 Ocak 2009 tarihleri arasında Gazze’ye dönük İsrail harekatı sırasında Filistinli sivillere ve siyasi muhaliflerine karşı şiddet kullanımına ilişkin fiil ve eylemleri var.



Birincisinden başlayalım. Filistinli silahlı gruplar, 2001 yılından raporun yazıldığı 2009 eylül ayına kadar güney İsrail’e yaklaşık 8 bin roket ve havan topu attı. Roketlerin ateş menzili sınırdan İsrail’in 40 km kadar içine uzanabiliyor.



BM raporuna göre, 2001’den bu yana süren bu hava saldırıları “sivil nüfus üzerinde yüksek düzeyde psikolojik travmaya yol açmış, yetişkin ve çocukların eğitimini olumsuz etkilemiş, insanların bulundukları yerlerden göç etmelerine yol açmıştır”.



Goldstone raporu, buradan hareketle “roketlerin sivil nüfusun yoğun olduğu yerlere sivil-asker ayrımı gözetilmeksizin atıldığına, bu çerçevede sivil nüfusa yönelik kasıtlı saldırı sayılacağına” hükmediyor ve şöyle devam ediyor:



“Bu eylemler savaş suçudur ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar olarak sayılabilir. Ayrıca sivil nüfusu korkutmak uluslararası hukukun bir ihlalidir. Misilleme amacıyla sivillerin hedef alındığının açıklanması da uluslararası insancıl hukuka aykırıdır.”



HAMAS’TAN EL FETİH’E YARGISIZ İNFAZ



Raporun üzerinde durduğu ikinci konu, İsrail harekatı sırasında Gazze Şeridi içinde bizzat Hamas’ın gerçekleştirdiği öldürme, işkence ve kötü muamele gibi “iç şiddet olayları”. Goldstone, Hamas’ı bu konuda ağır bir dille suçluyor ve örgüt mensuplarının kargaşa ortamında muhaliflerine ve diğer Filistinlilere karşı giriştiği yaygın şiddet ve cinayet eylemlerinin geniş bir dökümü yapıyor. Bunlar arasında en vahimi, hava saldırısında hapishaneden kaçan 17 ile 22 arasında tutuklunun hastanelerde tıbbi yardım alırken öldürülmesidir.



Hamas muhalifi El Fetih mensuplarına uygulanan şiddet ve yargısız infazlar bizzat tanık ifadelerine dayandırılıyor. Bunlar çoğunluk maskeli kişilerin düzenledikleri ev baskınları şeklinde yapılmış. Bu baskınlarda çocuklar dahil bütün aile üyelerinin dövülmesi sıkça karşılaşılan bir durum. Metal borularla dövülen bir El Fetih üyesinin yaraları nedeniyle bir ay sonra ölümü raporda Hamas’ın acımasızlığına bir örnek olarak gösteriliyor.



BM Komisyonu, sonuç olarak Hamas’ın bu eylemlerinin “insan haklarına ciddi ihlaller oluşturduğu, ne Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ne de Filistin Temel Hukuku ile uyuştuğu” görüşünü belirtiyor.



Dahası, ihlallere ilişkin Hamas temsilcilerine yapılan şikayet ve başvuruların yanıtsız kalmasıdır. Goldstone’a göre, “bu iddiaların ciddi bir şekilde soruşturulmasındaki eksiklik ve sorumluların korunması, mağdurların adalete kavuşmasını engellemekte” ve “bir cezasızlık kültürünü teşvik etmektedir” Hamas yönetimi altındaki Gazze’de...

Sedat ergin

Hiç yorum yok: