İsrail Asya Zirvesi’nden düştü
23 Mayıs’ta Kazakistan’a doğru uçarken, Abdullah Gül, dün İstanbul’da toplanan ve Rusya, İran, Suriye, Afganistan, Kazakistan, Azerbaycan ve Filistin’in devlet başkanları düzeyinde katıldığı...
...“Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Zirvesi”ni şöyle yorumluyordu:
“Türk dünyasına olağanüstü önem vermeliyiz.
Bir kopukluğu, hiç kaldıramayız. Bu gezimin başka bir önemi, Nahçivan’da temelini attığımız Türk Konseyi’nin kuruluşundan sonraki ilk ziyaret olmasıdır.
Bu organizasyon, aynı İslam Konferansı, Avrupa Konseyi gibi bir boyuta sahiptir. Ben ve Nazarbayev, buna öncülük ettik.
Kazakistan’la aramızdaki ikili ilişkilerde hızla gelişiyor. 11 milyar dolarlık inşaat bitirilmiş. 27 Türk Lisesi, iki üniversite var.
Ahmet Yesevi Üniversitesi için 150 milyon dolar verdik.
Geniş bir işadamı heyeti ile geldik. TÜBİTAK ve YÖK Başkanları da burada. Pek çok anlaşma imzalayacağız.
Haziran’da İstanbul’da önemli bir zirve daha yapılacak. AGİT’in Asya karşılığı olan CİCA Zirvesi (Asya Güvenlik ve İşbirliği Konferansı) Çin, Hindistan, Pakistan, İran, İsrail dâhil bütün Asya ülkeleri katılacak.
Vietnam da İstanbul’da dâhil olacak.”
***
26 Mayıs’ta dönerken de, verdiği önemi vurgulamak için Abdullah Gül, sözü yeniden dün toplanan Asya Zirvesi’ne getirmişti:
“Güzel bir sözümüz var; gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.
Türk Cumhuriyetlerine daha sık gelmek lazım.
2007’de, Dışişleri Bakanı iken, Nazarbayev bana, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Kazakistan’a yılda beş kez geldiğini söylemişti. Çin, İran, Japon Başbakanları bizden daha sık geliyorlar.
Kazakistan bu yıl AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Başkanlığını yürütüyor.
AGİT Başkanlığı ilk defa Avrupa dışına çıktı. Bunda Türkiye’nin payı çok büyük. CİCA Başkanlığını önümüzdeki ay biz devralacağız.
Dünyanın iki önemli teşkilatının aynı yıl başkanlıklarını iki Türk ülkesi yapıyor.”
***
Gül, dikkat edileceği gibi, birbirine en muhalif ülkelerin bir arada katılacağı bir toplantı olacağının altını çizerken “Hindistan, Pakistan” ve “İran, İsrail” örneklerini veriyordu.
Ne var ki, aradan geçen kısa sürede, Türkiye, İsrail’in hukuku yok sayan planlı programlı büyük bir vahşetinin hedefi oldu ve göz göre göre vatandaşlarını yitirdi.
Abdullah Gül, “İran, İsrail” örneğini verirken, Türkiye, İsrail tarihinin en ırkçı, en sağcı hükümeti ile gırtlak gırtlağa geldi.
Ve İsrail, Zirve’ye katılmayacağını açıkladı...
***
Tabii Zirve’de ve ikili görüşmeklerde birçok konu yanında İsrail’in tavrı da bol bol konuşulacak...
Türkiye’nin “yükselen yıldız” olarak kalması ve konumunu güçlendirmesi açısından, gene bu zirveye çok önem veren Abdullah Gül’ün iki tespitini hatırlatmakta fayda var:
Birincisi, “Türkiye’nin en önemli konusu Kürt meselesidir” demesi...
İkincisi, “büyüklük şimdi güçlü ekonomi, hukuk ve demokrasiyle oluyor. Bunlar varsa, askeriniz de daha güçlü olur” demesi.
Tabii Abdullah Gül’ün hatırlattığı bir üçüncü konu daha var: AB...
Şöyle demişti:
“Olumsuzlukların sebebini dışarıda aramamak lazım. Bir komplo görüyorsan, onu bozmak bizim elimizdedir. Angajman politikaları sadece dışarısı için değil, içerisi için de geçerlidir. AB reformlarını, partilerüstü bir anlayışla elbirliği ile gerçekleştirmeliyiz.”
***
Avrasya Zirvesi gibi önemli bir başarının kalıcı ve daha nitelikli olmasının reçetesi, Kürt sorununu bir an önce “temel hak ve özgürlükler” üzerinden çözüm noktasına taşımak, ekonomi, hukuk ve demokrasi konusunda evrensel ölçütlerden sapmamak ve AB reformlarına hız vermek...
Dilerim bu çok önemli Zirve, İspanya gibi Türkiye’ye çok yakın bir ülke başkanlığındaki bir dönemde AB’yle tek bir “fasıl” bile açmamamız ve dış politikada “anti-demokratik rejimlerle” ilgili yaklaşımlarımız gibi konuları da yeniden gündeme getirir ve tekrar düşünmemizi olanaklı kılar...
Bunu yapabilmemiz...
Kendi Asya üyeliğini, kendi vahşetiyle düşüren İsrail Hükümeti’ne de dokuz canın hesabını sorma açısından, hem içeride hem de dışarıda daha güçlenmemizi sağlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder