8 Aralık 2010 Çarşamba

Ahmet Altan - Devlet biterken

KUM SAATİ 01.12.2010




Wikileaks, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın yazışmalarını açıklayarak birçok sırrı ortaya döktü, herkes de öncelikle ortaya dökülen bu sırların peşine düştü haklı olarak.

Ama bence, Wikileaks bu “sırlardan” çok daha önemli bir gerçeği ortaya çıkardı.



“Devlet adamı” olarak selamlanan ve insanların “büyük” adamlar diye niteledikleri yöneticilerin aslında ikiyüzlü cüceler olduğu ortaya çıkıverdi.

Dünyadaki “devlet” anlayışı, içi çöp dolu kocaman ve eski bir saraymış meğerse.

Bu çöplükte bir istisna da yok.

Bütün devletler görülüyor ki aynı yöntemlerle çalışıyor.

Halklarına başka şeyler söylüyorlar, kendi aralarında başka şeyler konuşuyorlar.

Sıradan insanları “büyülemek” için “devlet” kavramının etrafında oluşturulan o sırlarla dolu“kutsallık” bu belgelerle çöktü gitti.

Dedikodular, yalanlar, kışkırtmalar ve bütün bu palavraların üstüne oturup, altı milyar insanın paralarından kendilerine şaşaalı hayatlar çıkartan bir “yöneticiler” sınıfı.

Niye devlet yöneticileri, halklarından daha iyi yaşıyor?

Bunu hak etmek için ne yapıyorlar?

Sanırım, hemen olmasa da bir süre sonra dünyadaki bütün insanlar bu soruları sormaya başlayacak.



“Kardeş” Azerbaycan, meğerse Türkiye’nin altını oyuyormuş.

Türkiye, kendi altını oyan Azerbaycan için Ermeni politikasını değiştiriyormuş.



“Dost ve müttefik” Amerika, Türkiye’nin yöneticileri için bin bir türlü dedikoduyu resmî raporlara döküyormuş.

Düşünün, Amerika’nın resmî arşivinde “Türkiye Başbakanı’nın İsviçre’de sekiz ayrı hesabı olduğu” yazıyor.

Resmî bir belge bu.

Bu iddia gerçek mi?

Amerika gibi bir “süper” gücün resmî yazışmalarında yer almasına rağmen biz de dâhil herkeste“Amerikan büyükelçisi acaba iftira mı atıyor, kendi ülkesini mi kandırıyor” şüphesi var.

Ya paralarını İsviçre’ye kaçıran bir başbakanımız var ya da Amerika tümüyle yalancı ve iftiracı birini Ankara gibi bir yere büyükelçi atayabiliyor.

Hangisi gerçek olursa olsun, yeryüzünde devlet yönetimi denen şeyin bir “rezilliğin” üstüne bina edilebildiğini gösteriyor.

AKP ile ilgili Amerikan belgelerine geçen iddiaların birçoğunun kaynağı ise gene AKP’liler.

Bu da siyasilerin tıyneti hakkında bir bilgi veriyor.

Dünyadaki devlet yöneticileri o kadar çok yalan söylemişler ki bu belgelere baktığınızda “gerçeğin”kendisi tümden ortadan kayboluyor.

Yöneticilikle ahlaksızlık birbirine karışıyor.

İsrailliler, Amerikalıların Türk ordusuna ve darbeye sahip çıkmasını istiyor.

Bir Türk generali Amerikalılara, “istesek tankları sokağa çıkarırdık” diyor.

Amerikalılar, Türkiye Başbakanı’nın danışmanlarının yeteneksiz ve yetersiz olduğunu düşünüyor.

Bir bakan, diğer bakanın “çok tehlikeli” olduğunu söylüyor Amerikalılara.

Amerikalılar, Rusların bir “mafya devleti” kurduğuna inanıyor.

Çin, müttefiki Kuzey Kore’yi harcamaya hazırlanıyor.

Ermeniler, İranlılara silah satıyor.



“Devlet” denen şeyin içyüzü bu.

Sadece 200 belge bile devlet yöneticilerinin çamurların içinde yuvarlandığını göstermeye yetiyor.

Daha bunun bankacılık ayağı var.

Paraları ne yapmışlar onları da göreceğiz.



“Ulus-devlet” bitiyor diye çok yazı yazıldı.

İnsanlar “ulus-devlet bitiyor” denince, bir sabah devletlerin ortadan kalkacağını sanıyorlardı, ulus-devlet böyle bitiyor işte, rezil olarak, güvenilmez olarak, yalancı olarak, sahtekâr olarak insanların karşısına çıkarak bitiyor.

Devletin ve yöneticilerin kutsallığı çatlıyor.

O çatlaklardan devletin içi gözüküyor.

Bugün insanlığın ulaştığı teknolojik düzey, bilimin yaptığı buluşlar, ulus-devletlerin yapısını ve yönetim anlayışını çok aştı, iki yapı arasındaki büyük fark çökertiyor devletleri.

Bir tek internet sitesi yetiyor devletlerin içyüzünü göstermeye.

Eskiden bir belgeyi ele geçirebilmek için casuslar bin bir türlü fırıldak döndürürüler, insanlar birbirlerini öldürürlerdi, şimdi tek bir düğmele yüz binlerce belge fışkırıyor internetten.

Devlet bunun için bitiyor işte.

Yeni bir çağ böyle başlıyor.

İnternet gelince, devlet ağır ağır gidiyor.



ahmetaltan111@gmail.com

Hiç yorum yok: