Önceki gece... Adeta zaman durdu... Çünkü... Wikileaks sitesi, uzun süredir merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait belgeleri yayımlamaya başladı.
Wikileaks’in elindeki 251 bin 287 adet belgenin sadece 226’sı bile dünyayı sarsmaya yetti.
Beyaz Saray, Wikileaks tarafından yayımlanan ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait belgelere ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, yayımlanan gizli belgeler yalanlanmadı ancak sızdırılan iç yazışmaların “ABD dış politikasının ifadesi” olmadığı...
Yayımlanan yüz binlerce sayfalık belgenin yabancı hükümetlerle olan özel diplomatik görüşmeleri içerdiği belirtildi.
***
Şimdi tartışılan konu, bu belgeler ABD tarafından mı sızdırıldı yoksa ABD’ye rağmen mi?
Bilgisayar ağlarının güvenlik sistemleri de dâhil uzmanı ve Exedra şirketinin üst düzey yöneticisi Umut Aydın’dan bu tartışmaya berraklık getirecek teknik bilgiler içeren aşağıdaki elektronik posta mesajını aldım:
“Wikileaks’in temin ettiği belgeler ABD Savunma Bakanlığı tarafından kurulan SIPRNet (Secret Internet Protocol Router Network) ağı üzerinden elde edildi.
SIPRNet gizli belgelerin kurumlar arasındaki alışverişi sağlayan bir ağ ve çeşitli kamu birimlerinin de bu ağa erişim yetkileri mevcut (Dışişleri Bakanlığı gibi).
Bu ağın ortalama kullanıcı sayısı 2,5 milyon olarak tahmin ediliyor ve her kullanıcının en geç 150 günde bir şifre değiştirmesi gerekiyor ki bu süre çoğu şirket sistemlerinde bile ortalama bir aydır.
Baktığınızda kendine has bir ağ olmasının dışında çok fazla bir güvenlik önlemi yok.
Gelelim son Wikileaks hadisesine; klasmanlara ayrılmış dokümanlardan 133 bin 887’si sınıflandırılmamış (unclassified), 101 bin 748’i düşük gizlilik seviyesinde (confidential) ve 15 bin 652’si gizli (secret) olarak belirtiliyor.
Fakat ortada “top secret” niteliğinde herhangi bir veri yok. Şu ana kadar incelenen dokümanlarda da zaten bilgi notları dışında herhangi bir somut kanıt niteliğini taşıyan belge de yok.
Zaten devlet içerisindeki önemli belgelerin tümü kriptolu biçimde ve kozmik sistemlerde tutulmakta ama görünen o ki son sızmadaki belgeler bir portal ortamından yetkili bir kullanıcı tarafından alınarak servis edilmiş.
Belgelerde bir kripto veya şifreleme olmadığını rahatlıkla söylemek mümkün zira ABD standartlarında belirtilen kriptolu bir belgenin kırılması bile seneler sürebilir ve devlet bazında yatırım gerektirir.
Bu da bize bu verilerin erişim yetkisi olan biri yahut birileri tarafından servis edildiğini göstermekte.”
***
Eğer ABD, daha ziyade Ortadoğu ülkeleriyle ilgili bu bilgileri kasten sızdırdı ise ne demek istiyor?
Kime ne mesaj veriyor?
Neyin alt yapısını oluşturuyor?
***
Yok eğer, bilgilerin sızması ABD yönetimine rağmen olduysa, bunu nasıl değerlendirmeli?
Böyle bir zafiyet nasıl bir tahribat yaratır, muhtemel sonuçları ne olur?
Bundan sonrasını nasıl etkiler?
***
Hangi şık geçerli olursa olsun bu bilgilerin yayımlanması, muhtemelen görünür ve görünmez depremlere sebep olacak...
Uzun vadede ise çok daha hayırlı bir etkisi olacağını düşünüyorum...
Wikileaks bilgileri “ikiyüzlülüğe” çok ağır bir darbe vuruyor...
Ulus-devlet yönetimlerinin “kendi halklarına” ve diğer “ulus-devlet” yönetimlerine karşı “ilkesiz” ya da “ikiyüzlü” veya “çifte standartlı” davranmaları zora girecek...
Aynı şey siyasal arenadaki insanlar için de geçerli olacak...
Yalan, hile, riya, ikiyüzlülük bundan böyle daha zorlaşacak...
Az kazanım mı?
Birileri bir hesaplar yapar ya da aksilikler vuku bulur ama hepsinin avcısı zamanın ruhu, tarihin temposudur... Çünkü ondan daha güçlüsü yoktur ve olmayacak...
1 yorum:
gerçekliği tartışılır...
Yorum Gönder