9 Aralık 2010 Perşembe

Oya Baydar - Orda Dur Sayın Başbakan

26.10.2010

12 Eylül askeri darbesinin ardından yurtdışına kaçmak zorunda kalıp bir Avrupa ülkesinde mülteci olarak yaşarken, eski bir dostumuz ziyaretimize gelmişti. Geride bıraktığımız küçücük oğlumuzu zar zor Türkiye’den çıkarıp yanımıza getirmeyi başarmış olan annem de bizdeydi o günlerde. Annem üzgündü, sıkıntılıydı; durumu hazmedemiyor, ülkemizde komünist vatan haini ilan edilmemize kahroluyor, bu hallere düştüğümüz için bize kızıyor, durmadan şikâyet ediyordu. Arkadaşımız, kendisini Marksist-Leninist olarak tanımlayan inanmış bir sosyalistti; yol iz bilen, efendi, saygılı biriydi. Annemin yakınmalarını, haksız suçlamalarını yaşına hürmeten sessizce başı önünde dinliyor, tepki vermiyordu. Bir ara annem “Ah o Lenin yok mu, o Lenin! Her şey onun başının altından çıktı, bizi bu hallere o düşürdü.” demez mi. O zamana kadar saygılı bir sessizlik içinde dinleyen arkadaşımız şöyle bir doğruldu. “Hop! Hanım Teyze, işte orda dur!” diye gürledi. Biz güldük, annem şaşırdı. Kadıncağızın bilgisi, bilinci, kavrayışı sınırı nerede aştığını, deminden beri saygıyla sessizce dinleyen arkadaşımızın neden tepki verdiğini anlamaya elvermiyordu.



Başbakan Tayyip Erdoğan’ın; aynı bilgi, kavrayış, ufuk eksikliği ve aynı dayatmacı, tek doğrucu üslupla söylediği bazı sözler karşısında, tıpkı arkadaşım gibi tepki vermekten kendimi alamıyorum: “Hop! Sayın Erdoğan, işte orda dur!”



Akla zarar türban/başörtüsü tartışmalarının, bu ülkede gerçek özgürlük, adalet ve çözüm isteyenleri umutsuzluğa sürükleyecek düzeylerde sürdüğü şu günlerde Sayın Başbakan, ortada provokatif açıklama, tutum ve söz azmış gibi, incilerine bir inci daha ekledi: “Başı örtülü bayan (!), başı açık bayan için ‘ben senin haklarını savunacağım’ diyor. Başını örtmeyen ise ‘Ben de senin için bu mücadeleyi vereceğim’ demiyor. İşte sorun burada.”



Bence sorunun önemli bir yanı, asıl bu sözleri söyleyen Bay’ın (!) meselelere bakışında.



Baaayanlar diyen dillerinizi...



Önce bir hatırlatma ve düzeltme: Bay, Bayan sözcükleri Öz Türkçe akımının hızlı günlerinde, İngilizcedeki Mister (Mr) veya Mistress (Mrs), Fransızcadaki Monsieur, Madame vb.ye karşılık olarak türetilmiş hitap sözcükleridir. Yazışmalarda, resmi hitaplarda adların önüne gelir, bazen de sözde saygılı görünen alaycı bir hitap olarak kullanılır. Türkçede cinsiyet belirten sözcükler ‘kadın’ ve ‘erkek’tir. Belli birinden söz ederken de, ‘o kadın’ veya ‘o adam’ yerine ‘o hanım’, ‘o bey’ gibi daha saygılı bir ifade kullanırız.



Bir süredir dilimize bela olan; Başbakan’dan üst düzey siyasetçilere, generalden Türkçe öğretmenine, TV moderatöründen köşe yazarına, mahçup kasaba delikanlısından komşunun kolejli oğluna, cüzdanı yüklü yeni zenginden sosyete berberine, toplumun tümüne dalga dalga yayılan ‘bayan’ sözcüğü, gerçekten de bayıyor. Bayan çamaşırı - erkek çamaşırı, bayan tuvaleti - erkek tuvaleti ayrımları, “bir bayan yankesici yakalandı” gibi tuhaf ifadeler dildeki keşmekeş ve bozulmayı ortaya koyuyor.



Konunun temelinde, muhafazakâr kırsal kültürün ve maço erkek dilinin karışımı bilinç altı bir kadın küçüksemesi olmasaydı, -dilin lumpenleşmesi bir yana-, üstünde durmaya değmezdi. Ama, muhafazakâr maço kültürünün kadını bir cinsel obje olarak, sözde saygı gösterilen aslında küçümsenen özürlü bir eksik etek olarak olarak görmesinin dildeki yansımasıdır bayan sözcüğü. Kadın ayıp ve ayıplı sayıldığından bayan sözcüğüne sığınılmaktadır. ‘Baaayan’cıların çoğu aslında iyi niyetlidir, kadın yerine bayan diyince kibar davrandığını, hatta kadına saygı gösterdiğini sanır.



Sözcük öylesine yaygınlaşmıştır ki, muhafazakâr, kırsal maço kültürden gelmeyen, Türkçeyi de iyi kullanan pek çok erkek gibi, bir kısım kadınlar da benimsemişlerdir bayan sözcüğünü. Dilde ‘galat-ı meşhur’ kavramı vardır; yani:yaygın yanlış. Yaygın yanlış, öylesine yayılır ki, bir süre sonra galat-ı meşru haline gelir, yadırganmaz olur. Hatta, doğrusunu kullandığınızda yadırganırsınız.



Hemen söyleyeyim: Biz kadınız, ben kadınım ve kadın sözcüğünde, değil aşağılayıcı aksine üstün ve güzel bir yan buluyorum. Balık baştan koktuğu ve dil aslında kültürel düzey ve bilinç altını yansıttığı için de Başbakan’ın talihsiz sözlerinin özünden önce bu ‘bayan’ galatını düzeltmekle başlıyorum işe.

Hiç yorum yok: