9 Aralık 2010 Perşembe

Oya Baydar - Wikileaks’e gelince...

Wikileaks’in ne alâkası var aile ile devletle diye soracak olursanız; bütün gün Wikileaks dinlemekten bu yazıyı yazmakta geciktim, istediğim kadar da iyi yazamadım. Bir de, şu aşamaya kadar açıklananlara bakınca, “E, bunların tümünü bir yerlerde okumuştuk, dinlemiştik, biliyorduk” demekten kendimi alamadım. Diplomasinin, muhatabını kucaklarken, içinden “ben seni yiyeceğim” diye geçirmek olduğunu, diplomatların başlıca görevinin bulundukları ülke konusunda bilgi toplamak, sızdırmak ve yorumlarını merkeze iletmek olduğunu, kapalı kapılar arkasında biz fanilerin bilmediği neler neler konuşulduğunu yeni mi öğreniyoruz yani.



Daha kendi haklarında neler yazıldığını bilmeden, düşünmeden Wikileaks’ten sızdırılan “Davutoğlu tehlikeli” raporuna yapışan, hatta böyle “tehlikeli” bir dışişleri bakanının istifa etmesi gerektiğini söyleyecek kadar ABD görevlilerinin borusunu çalmaktan çekinmeyen CHP sözcüleri, “kimin için tehlikeli?” sorusunu sormazlar mı hiç kendilerine, diye düşündüm. Bir de AKP iktidarı hakkında kriptolarda yer alan kimi değerlendirmelerin CHP’nin ve kendisine ulusalcı sol diyen bazı kesimlerin değerlendirmeleriyle nerdeyse kelime kelime aynı olduğunu görünce doğrusu şaşırdım. Büyükelçileri onlar mı enforme etmiş, yoksa her fırsatta karşı çıktıkları, düşman ilan ettikleri ABD’nin diplomatlarıyla tamamen aynı noktada mı buluşuyorlar?



Şimdiye kadar açıklanan belgeler, dış politikayı biraz izleyen hiç kimse için sürpriz değildir bence. Önümüzdeki günlerde açıklanacak olan veya hiç açıklanmayacak belgeleri göreceğiz. Bunlarda; devlette, hükümette, iktidarda, muhalefette yer alan kişilerle ilgili yorumları ve dedikoduları aşan iddialar varsa, tümü soruşturulmalı, açıklanmalı, gereği yapılmalıdır. Sadece Türkiye’de değil, bütün ülkelerde. Susmak kabul etmektir, dezenformasyona pabuç bırakmaktır.



Konunun uzmanı değilim, yanılabilirim. Bence kimse merak etmesin, kimse de heveslenmesin. Wikileaks belgeleri ne dünya düzenini, ne de Türkiye’de iktidarı değiştirir. Ağzı yananlar biraz daha dikkatli olurlar, adı geçenler birbirlerine karşı biraz daha bilenir, gardlarını alırlar.



Gün boyu çok şey konuşuldu, bilir bilmez çok yorum yapıldı. Ama şu sorunun sorulduğunu veya cevaplandığını duymadım: Kim yapmışsa iyi yapmış belgeleri açıklamakla; şeffaflık, açıklık iyidir. AMA NEDEN YAPMIŞ, HANGİ AMAÇLA? Benim sorum da bu işte.

Hiç yorum yok: