13 Eylül günü ne yazmalı? / Eser KARAKAŞ
Referanduma yaklaşık bir ay kaldı. Bendeniz de şimdiden 13 Eylül günü köşe yazarları ne yazacaklar diye düşünmeye başladım.
Ben daha önce 12 Eylül referandumunda “evet” oyu kullanacağımı açıkladım.
Ancak, kendi tercihimden de bağımsız olarak, 12 Eylül anayasa referandumunda evet oylarının daha fazla çıkacağını düşünüyorum.
Bu düşüncem, tekrar ediyorum, kendi tercihimden bağımsız bir durum.
Kendimce kullandığım bir tür siyasi aritmetik, detaylarına girmiyorum, bana bu tür bir sonucun çıkmasının daha muhtemel olduğunu söylüyor.
Şayet, 12 Eylül günü hayırlar daha çok çıkarsa da, açık açık yanıldığımı söylerim.
Ve neden yanıldığım konusunda da uzun uzun düşünürüm, arkadaşlarımla konuşurum, bir sonuca varmaya gayret ederim.
Ancak, 13 Eylül Pazartesi günü asla yazmayacağım şeyler vardır.
Bunları yazmayı ayıp sayarım.
Mesela muhalefet halkı, seçmenleri kandırdı demem.
Seçmenleri kolayca kandırılabilecek bir kitle olarak görmek elli milyon seçmeni aptal yerine koymak demek olabilir ve çok ayıptır.
Ama, 12 Eylül referandumunda evetler daha yüksek çıkar, üstelik de arada ciddi bir fark olursa, acaba bugün meşru bir biçimde hayır propagandası yapanlar, hayırların büyük oranda evet oylarını geçeceğini öngörenler ne yazacaklar, doğrusu çok merak ediyorum.
Acaba yine “bu bidon kafalılar”, “bu karnını kaşıyan adamlar” edebiyatı devam edecek mi?
Siyasal iktidarın yine kömür, yiyecek dağıtarak oy satın aldığını mı yazacaklar?
Yoksa, potansiyel bir askeri darbeyi de meşrulaştırmak için, bu halkın çıkarlarını doğru yerde arayamadığını mı söyleyecekler?
Türk aydınlanması tamamlanmadan (?) demokrasinin anlamsız olduğunu mu yazacaklar?
Sonuçtan oylama yöntemini mi sorumlu tutacaklar?
Yoksa yine Atlantik ötesi güçlerin bilgisayarlara girerek sonuçları manipüle ettiklerini mi iddia edecekler (bakınız 22 Temmuz 2007 seçimleri)?
Ama aklıma daha iyimser ihtimaller de geliyor.
12 Eylül referandumunda hayır oyu kullanan, hayır propagandası yapanlar arasından, evetler kazanırsa, acaba birileri çıkıp, “biz ciddi bir siyasi analiz hatası yaptık, yapıyoruz” diyecek mi?
Böyle birileri çıkabilir ise, referandum sonrasında muhalefet iki cepheye ayrılır.
Birinci cephede yine “halkı kandırdılar”, “ bu halk zaten adam olmaz” diyenler olur.
İkinci cephede ise “nerede hata yaptık?” diyenler.
İkinci muhalefet cephesi referandum sonrası genel muhalefet çizgisine egemen olabilirse Türkiye ve AK Parti için çok hayırlı olur.
Siyasi yarış çok daha kaliteli ve zorlu hale gelir.
Birinci cephe yine muhalefete egemen olmayı sürdürür ise Başbakan Erdoğan’ın işi genel seçimlerde çok kolaylaşır.
22 Temmuz 2007 seçimleri öncesi ve sonrası birileri çıkıp “2004-2007 büyümesi hormonlu büyümedir (!)” gibi inciler döktürmese, 28 Nisan sabahı “bu muhtıranın her satırına katılıyoruz” demese idi, Başbakan Erdoğan referandum sürecinde daha zorlanırdı diye düşünüyorum.
12 Eylül’de hayır çıkarsa ben açık açık siyaseten yanıldığımı söylerim.
Hayır çıkacağını iddia edenler, evet yüksek çıkarsa, ne derler, doğrusu bilemiyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder