Ünlü sözdür, teşbihte (benzetme) hata olmaz.
Bu ifadeye birilerinin kızabileceğini tahmin ediyorum, açmaya çalışacağım ama TSK gerçekten bir anonim şirkettir (TSK AŞ).
TSK AŞ’nin bir Hissedarlar Genel Kurulu vardır; bu Genel Kurul’da hepimiz (seçmenler) bir bölü elli milyon değerinde hisseye (oy) sahibiz; TSK AŞ’nin son Genel Kurulu da 22 Temmuz 2007’de toplandı ve ve dört sene için genişletilmiş bir Yönetim Kurulu (TBMM) ile icracı Yönetim Kurulunu (hükümet) belirledi.
TSK AŞ’nin icracı Yönetim Kurulu Başkanı da Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Hissedarlar (seçmenler) Genel Kurulu bu sene içinde bir kez daha toplanacak, yeni genişletilmiş (TBMM) ve icracı (hükümet) yönetim kurullarını, yönetim kurulu başkanını belirleyecektir.
Anonim şirketlerde yönetim kurullarının esas görevi hissedarların (seçmenler) çıkarlarını kollamaktır; TSK AŞ’nin Yönetim Kurulu’nun görevi de hissedarların dış güvenlik ihtiyacının kaliteli bir biçimde üretilmesini denetlemektir.
TSK AŞ’nin bir de Genel Müdürü ya da son senelerin popüler tabiriyle bir CEO’su vardır, ismi de Orgeneral Sayın İlker Başbuğ’dur.
Her anonim şirkette olduğu gibi TSK AŞ’nin Genel Müdür ya da CEO’sunu (Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları) Yönetim Kurulu (hükümet) tayin eder.
İyi işleyen anonim şirketlerde Yönetim Kurulu şirketin muhasebe müdürlerinin, muhasebe müdür yardımcılarının (binbaşı, yarbay, albay) kim olacağına karışmaz, bu isimleri doğrudan Genel Müdür (Genelkurmay Başkanı) tesbit eder ve atamasını yapar.
TSK’nın sahibi seçmenlerdir (elli milyon), seçmenler TSK AŞ’yi yönetmek için bir Yönetim Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı seçmişlerdir, bu isim de şimdilik Sayın Erdoğan’dır ve Yönetim Kurulu Başkanı’nın yönettiği Yönetim Kurulu da (siyasi otorite) TSK AŞ’nin profesyonel yöneticilerini belirlemede tek yetkili, meşru, yasal organdır.
Oysa, TSK AŞ’de tuhaf durumlar (teamüller) yaşanabilmekte, görevi bırakacak Genel Müdür (CEO) mutlaka kendisinden sonra görevi devralacak genel müdürü ve hatta daha sonraki genel müdürleri de belirleyerek gitmek istemekte, iş burada da kalmamakta, görevi bırakan genel müdür, Yönetim Kurulu’nun TSK AŞ’nin yöneticiliklerine kimin geleceğine karışmamasını istemekte, Yönetim Kurulunu bir noter olarak görmektedir.
Sayın Yönetim Kurulu Başkanı da (Başbakan Erdoğan) doğrusunu yapmakta, TSK AŞ’nin en üst düzey yöneticilerini seçmek, hissedarlar (seçmenler) adına bizim işimizdir demektedir.
TSK AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı’nın (Erdoğan) asli işi elli milyon küçük hisse sahibinin çıkarlarını korumaktır; Genel Müdür (Başbuğ) ise yönetimde kendi kliğinin kalmasını istemektedir.
Her kurumda sön sözü hisse sahipleri söyler ve söylemelidirler.
Son YAŞ tartışmalarının özü de budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder