21 Ağustos 2010 Cumartesi

Eğitimde sil baştan (tabula rasa) / Eser KARAKAŞ

Eğitimde sil baştan (tabula rasa) / Eser KARAKAŞ




Eğitim sektörünü, sorunlarını, çözüm yöntemlerini sıfırdan ele almanın zamanı geldi de geçiyor.

Niye böyle bir radikal cümle kurduğumu açmaya gayret edeceğim.

Eğitimin, okul öncesi döneminden, doktora aşamasına kadar bir amacı olmalı.

Ve bu amaç da çağın gereklerine uyumlu olmalı.

Bizler ise 1923 sonrası bir amaç fonksiyonu (hedef) tanımlamışız, bu amaç fonksiyonunun 1923’de bile yavaş yavaş kendi çağının gerisinde kalmaya başlamasına kafa yormadan mevcut sistemin (temel ideolojisi 1923) 2010’da bile sürmesini istiyoruz.

Ve çok nafile bir iş yapıyoruz.

Geçen hafta dünyanın en büyük şirketleri açıklandı.

Ve bu süreçte, 2010 Ağustos ayında, dünyanın piyasa değeri en büyük şirketinin Google olduğunu öğrendik.

Google’un tüm hisselerini ele geçirmek isterseniz 114 milyar dolar vermek zorundasınız.

Bu da, hisselerin değerinin artmayacağı varsayımıyla.

Google dediğimiz bir arama motoru, yaratıcıları iki öğrenci, yaklaşık sıfır sabit maliyetle kurulmuş bir şirket.

En büyük sermaye yaratıcılık, yeni bir şey düşünebilme becerisi.

Yani eski köye yeni adet getirmenin fazileti.

Türkiye ekonomisi ise, işler iyi giderse, 2010 senesinin sonunda bir trilyon TL’lik bir milli gelire ulaşacak.

Bu da, cari dolar kurundan (bir dolar eşittir 1.5 TL) yaklaşık 650 milyar dolarlık bir büyüklük demek.

Milli gelir demek bir ülkenin bir sene içinde ürettiği tüm mal ve hizmetlerin katma değerlerinin bütünü, toplamı.

Başka bir ifadeyle, kimse alınmasın, Türkiye’nin bir senede ürettiği tüm mal ve hizmetlerin katma değerlerinin toplamı ancak altı adet Google şirketi ediyor.

Türkiye’de eğitim sektörüne kafa yoranların cevap vermesi, cevabını araması gereken temel soru neden bizde gençlerin bir Google arama motoru yaratmayı akıl edememeleri.

Yukarıda belirtmiş idim, Google’un kuruluşu için gerekli sabit sermaye yatırımı adeta sıfır.

Yani konu bir parasal sermaye birikimi eksikliğine indirgenemeyecek bir konu.

Ama, Google yaratma meselesi özünde yine bir sermaye birikimi konusu ama beşeri sermaye birikimi konusu.

Bu beşeri sermaye birikimi meselesi de daha fazla bilgi asla demek değil.

Ama mutlaka özgürce düşünebilme becerisi birikim demek.

Ailede, sokakta, televizyonda ve esas okulda yaratıcılığı, farklılaşmayı, aykırı olmanın bir fazilet olduğu düşüncesini iğdiş eden sistemlerden Google yaratan gençlerin çıkması mümkün değil.

Google yaratabilecek çapta özgür düşünen gençlerin yetişmediği ülkeler ise 21. yüzyılı ıskalayacaklar, aksini düşünmek çok büyük saflık.

Daha somuta inmemi ister misiniz?

Her sabah çocukları “varlığım türk varlığına armağan olsun” diye bağırtan, liselerde Milli Güvenlik ve din derslerini, üniversitelerde de Devrim Tarihi derslerini zorunlu kılan bir sistemden Google yaratıcılığı çıkmaz, çıkamaz.

Mevcut öğretmen ve öğretim üyesi profilinden de.

Ya eğitimde tabula rasa (sil baştan) yapacağız, ya da 21. yüzyılı da kısır tartışmalarla geçireceğiz.

Hiç yorum yok: