28 Şubat 2011 Pazartesi

Eser KARAKAŞ - Eğitimde zurnanın son deliğine iki örnek




  
Geçen hafta yazdığım eğitim yazımın başlığı “Eğitimde zurnanı zırt dediği yer” idi.
O yazımda eğitim-öğretim sektörümüzün temel sorununun aşılanmaya çalışılan “aynılaşma” görüşü olduğunu yazmış idim.
21. yüzyılda ekonomide başarılı olmak innovasyonu, innovasyon de herkesden farklı düşünmeyi, davranmayı gerektiriyor.
Eğitim ideolojilerinde aynılaşmayı, benzeşmeyi temel hedef seçen ülkelerin 21. yüzyılda vatandaşlarına refah ve özgürlük üretmesi mümkün değil.
Bu yazımdan sonra bir okurumdan, isminin verilmesini istemiyor, müzik derslerinin içeriğine ilişkin çok güzel bir mail aldım, kendisine teşekkür ediyorum.
Hafta içinde de, Bugün gazetesinde, bir korgeneralin ortaöğretimde okutulan Milli Güvenlik Bilgisi dersinin içeriği ve asker öğretmenler (!) üzerinden okullara nasıl çeki-düzen vermek istediğini anlatan, belgeleyen bir haber yayınlandı.  
İsterseniz ilköğretimdeki, lisedeki müzik derslerinden, kitaplarından başlayalım.
Normal bir ülkede, normal bir insan ilköğretimde, lisede müzik derslerinde çocuğuna ne öğretilmesini bekler?
Benim ilk aklıma gelenler, klasik türk ve batı musikisi tarihinin en genel hatlarıyla tanıtılması, dünya müzik kültürüyle ilgili temel bilgilerin verilmesi, Mozart, Bach duyduğunda ayırabilmesi, klasik türk musikisinin temel makamlarıyla ilgili en basit bir kulak kültürü oluşturulması, nihavent ile saba makamlarını karıştırmaması falan;ama görebildiğim kadarıyla bunlar normal ülkeler için.
Bizim müzik dersleri ve kitapları bile yaklaşık 75 sene önce vefat eden ilk Cumhurbaşkanımızın sevdiği şarkılar, yok öyle değilse de türklük, türkçülük, kahramanlıklar üzerine güftelerle dolu.
Müzik kültür ve bilgisinin liselerde elde edilemeyeceği aşikar ama madem böyle bir ders var, hiç karşı değilim, bu dersi çocuklara biraz müzik tarihi, kültürü vermek için kullanalım bari; ama müzik dersini bile bir propaganda dersine çevirirseniz yetişen kuşakların durumuna şaşmamak lazım.
Okullarda her elli öğrenciden biri bile, iyi bir müzik öğretmeninin motivasyonuyla bir enstrüman çalmayı öğrenmeye heves etse, bu bile başla başına büyük bir kazanç olur.
İkinci konu ise Milli Güvenlik Bilgisi dersi aracılığıyla Emasya protokolü çerçevesinde okulların, liselerin kolordu komutanlıkları tarafından kontrol edilmek istenmiş olması.
Bugün gazetesinin yayınladığı belgeler durumu çok net bir biçimde ortaya koyuyor.
Benim görebildiğim, devletin çocuklarımızın eğitimiyle, öğretimiyle falan pek ilgilenmediği, yegane ilgi alanının güvenlik devletinin sürdürülmesi ve bu hedefe hizmet edecek vatandaşlar yetiştirilmesi olduğu.
Oysa, bu hedef çok anlamsız, saçma bir hedef.
Eğitim ve öğretimin temel hedefi, çocukları evrensel kültürle buluşturmak, ortalama verimlilik düzeyini de yükseltmek olmalı.
Benim mevcut uygulamalara eleştirilerim bir açıdan siyasi ama siyasi boyutu çok aşan, ondan çok daha önemli başka bir sıkıntı müzik derslerinde Mozart, Dede Efendi yerine Atatürk’ün sevdiği şarkıları öğrenen, kolordu komutanlıklarının eğitimi kontrol ettiği, öğrenciler ve hocalarla ilgili raporların düzenlendiği bir ülkede, bir sistemde yetişen çocukların 21. Yüzyılı ıskalama ihtimallerinin çok yüksek olması.
Türkiye ancak üzerindeki deli gömleğini yırtabildiği ölçüde, askeri vesayeti ve resmi ideolojiniin takıntılarını aşabildiği ölçüde de diyebilirsiniz, 21. Yüzyılın gerektirdiği rekabetçi insanı üretebilecektir.

Hiç yorum yok: