28 Şubat 2011 Pazartesi

Eser KARAKAŞ - Ordumuz ve birazcık mantık


http://91.93.103.35/images/buyka.png  http://91.93.103.35/images/kucuka.png
Balyoz tutuklamaları nedeniyle TSK gündemin yine baş maddesi.
Bu kez kuvvet komutanları (eski), orgeneraller tutuklanıyor.
Bir-iki saptama yapalım.
TSK’nın sürekli gündemin baş maddesi olduğu bir ülke normal bir ülke değildir.
Türkiye hızla normalleşmek zorunda.
Normalleşmek için de başka konular ile birlikte TSK da artık çok daha serinkanlı bir biçimde tartışılmalı ve süratle, yeniden, en baştan yapılandırılmalı.
Sizlere hepimizin bildiği bir süreci bir mantık silsilesi içinde bir kez daha sunacağım ve burada yeniden yapılanma ihtiyacından neyi murad ettiğim, umarım, iyi anlaşılacaktır.
8 Aralık 2010 tarihinde Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne, subayların da gözetiminde, bir baskın düzenlendi.
Ve bu baskında Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürünün odasının zeminin altında Balyoz davasına ilişkin, darbe planları olduğu iddia edilen çok sayıda, çuval çuval evrak ele geçirildi.
Bu belgelerin gerçek belgeler mi, düzmece belgeler mi olduğuna yargı süreci karar verecek, bizim bu konuda br şey söylemeye şimdilik pek hakkımız olmasa gerek.
ANCAK, hepimizin bir mantığı var ve bazen de bu mantık insanı sevimsiz yerlere sürekleyebiliyor.
İki ihtimal var; bu belgeler ya gerçek ya da düzmece.
Birinci ihtimal: Gölcük Donanma Komutanlığı’nda İstihbarat Dairesi’nin zemininde ele geçirilen belgeler şayet gerçek ise, emir komuta zinciri altında bir darbe planlandığı acı gerçeği ortaya çıkıyor ki bu durum başlı başına bir skandal; seçilmiş bir TBMM’ye, bir siyasal iktidara karşı emir komuta zinciri çerçevesinde darbe planlayan bir ordu ordu değildir, silahlı bir çetedir, bu ordunun darbeci subayları da o takdirde çete üyeleridir.
Böyle bir ihtimalin gerçek olmaması için her aklı başında, hukuka saygılı vatandaşın dua ettiğine inanmak istiyorum.  
İkinci ihtimal: Gölcük Donanma Komutanlığı’nda İstihbarat Dairesi’nin zeminindeele geçirilen belgeler sahtedir ve buraya TSK’yı zor durumda bırakmak isteyen birisi ya da birileri tarafından yerleştirilmiştir.
Ancak, bu sahte belgelerin konduğu yer Gölcük’te bir parkın kenarındaki bir çöp kutusu değil, İstihbarat Daire Başkanı’nın odasının zeminidir; belgeler sahte, İstihbarat Dairesi bu işin içinde değil ise kötü niyetli birileri İstihbarat Dairesi’nin haberi olmaksızın bu belgeleri Daire Başkanı’nın odasının zeminini kazarak ya da kaldırarak yerleştirmişlerdir.
Durumu düşünebiliyor musunuz, Donanma’nın istihbaratla görevli biriminde bunlar olabiliyor.
Eğer olay böyle ise, Balyoz avukatları bu belgelerin düzmece olduğunu iddia ediyorlar, demek ki Türkiye’nin ulusal savunmasının güvenlik duvarları kevgire dönmüş demektir.
Bu iş böyle ise, Genelkurmay’ın en gizli bölgelerinde Mossad, KGB, CIA, vs ellerini, kollarını sallayarak dolaşabilecekler anlamını çıkarabiliriz.
İki ucu pis bir değnek milletin elindedir, benim mantığım bunu söylüyor.
Yazımın başında “Ordumuz” tabirini kullanıyorum; ama ben, bu tabirle, kendi adıma, darbe planlayan, ya da en gizli odalarına herkesin elini kolunu sallaya sallaya sahte belge yerleştirebildiği bir kurumdan söz etmiyorum.
“Kozmik odaya” bir hakimin resmi görevle girmesini eleştirenler nedense Gölcük kepazeliğinden hiç söz etmiyorlar.
Deniz Kuvvetleri Komutanı’ndan da, Gölcük Donanma Komutanı’ndan da nedense çıt çıkmıyor.






Hiç yorum yok: