23 Şubat 2011 Çarşamba

AK Parti ve CHP anketleri


Seçimlere yaklaşık dört ay kaldı; bu süreçte yayınlanan çok farklı anketlerle karşılaşıyoruz.
Geçtiğimiz hafta basına iki farklı anket yansıdı; birincisi AK Parti’nin yaptırdığı bir seçim anketi, ikincisi ise CHP’nin yaptırdığı bir anket.
AK Parti’nin yaptırdığı ankette, sayıları yuvarlayarak ifade ediyorum, AK Parti yüzde elliye çok yakın, CHP ise yüzde 25’in biraz altında.
Aradaki fark yirmi beş puan dolayında.
CHP’nin yaptırdığı ankette ise AK Parti yüzde kırk, CHP ise yüzde otuz dolayında.
CHP anketinde fark on puana iniyor.
Önümüzdeki dört ay içinde başka anketler de göreceğiz.
En gerçek anket ise 12 Haziran günü sandıklarda, popülasyon üzerinden yapılacak.
Gelelim farklı anket sonuçlarına; ve diyelim ki, CHP anketi gerçeklere daha yakın olsun.
Sayın Başbakan’ın üslubuyla “velev ki doğru olsun” da diyebiliriz.
Bir siyasal parti tek başına iktidara geldiğinden dokuz sene yeni bir seçime giriyor.
Anamuhalefet partisi ise bu geçen dokuz seneye ilişkin bir Türkiye portresi çiziyor.
CHP’nin çizdiği portre, aşağı-yukarı şöyle:
Yüksek büyümeden bahsediliyor ama aslında bu büyüme oranları doğru değil (hormonlu).
Büyüme oranları doğru bile olsa büyümenin nimetleri sokağa yansımıyor.
Çok küçük bir kesim büyümenin nimetlerine el koyuyor.
İşsizlik kabul edilemez, dayanılamaz seviyelerde (burada gerçek payı olabilir).
Yolsuzluk Cumhuriyet tarihinin en korkunç boyutlarına ulaşmış durumda.  
AK Parti sivil bir diktatörlük kurma yolunda.
Bu doğrultuda yasama erkinden sonra yargıyı da tümüyle kontrolüne almak üzere.
Dış politika tümüyle iflas etmiş durumdadır.
Bürokrasi tarikatların eline geçmiştir.
Laiklik ilkesinden tümüyle vazgeçilmiştir.
Kürt açılımı bitmiştir, ülke bölünmenin eşiğine gelmiştir.
Bir korku imparatorluğu kurulmuştur.
CHP’nin bu listesi uzatılabilir.
Yine Sayın Başbakan’ın üslubuyla “velev ki bu liste doğru olsun” diyelim.
Peki o zaman nasıl oluyor da, CHP anketlerinde bile, AK Parti, iktidarının dokuzuncu senesinde yine CHP’den on puan önde gözükmektedir?
AK Parti’nin yaptırdığı anketlerin sonuçlarına girmiyorum bile.
CHP yönetiminin bu tuhaf durumu açıklaması gerekmektedir.
Benim görebildiğim, CHP’nin Haziran seçimlerinden umudunu tümüyle yitirdiği yönündedir.
Pazar gecesi ekranlarda izlediğim CHP’li Sayın Şahin Mengü, yüksek yargıya ilişkin yasal düzenlemeleri eleştirirken konuyu Yüksek Seçim Kurulu hakimlerine, bu hakimlerin yasal düzenleme sonrası görevlerini gerektiği gibi yapamayacaklarına yani seçimlere şaibe düşeceği konusuna getirmiştir.
“Mahalle mahalle direniş” çağrısından sonra Sayın Şahin Mengü’nün verdiği sinyal, seçim sonuçlarının CHP tarafından tartışılır hale getirilmek istendiğini düşündürmektedir.
Genelkurmay Başkanlığı’nın son siyasal basın bildirisinde dile getirdiği “aksi yönde yapılan telkinlere rağmen” ifadesinin anlamının daha da anlaşılır hale gelmesi hiç hoş değildir.


Hiç yorum yok: