23 Şubat 2011 Çarşamba

Mehmet ALTAN - Büyük Ortadoğu Projesi...




Burası, benim bayıldığım Alman ressam Albrecht Dürer’in de doğup yaşadığı kent. Hitler’in en sevdiği şehir olarak da biliniyor. Hatta yaşasaydı muhtemelen burayı başkent olarak seçeceği söyleniyor.
Allah’tan Hitler’in insanlığa büyük acılar getiren kanlı ve çılgın macerası nihayete kadar süremedi... Ve savaş suçluları Hitler’in çok sevdiği bilinen bu kentte yargılandı...
Almanya’da Nurnberg’deyim... Burası Bavyera Eyaleti’nin Başkent Münih’den sonra en büyük ikinci şehri, endüstrinin kalbi olarak bilinmekte... Otele gece ileri saatte döndüğümde haberlerde adeta sadece Mısır’daki isyan var, kalktığımda da pek bir şey değişmemiş, maalesef değişen tek şey ölü sayısındaki artış...
***
Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in otuz yıllık iktidarı boyunca ilk kez Devlet Başkanı Yardımcılığına bir atama yaparak kendine yakın bir isim olan İstihbarat Başkanı Ömer Süleyman’ı bu makama getirmesi... Hükümeti kurma görevini de, istifa eden hükümette Sivil Havacılık Bakanı olarak görev yapan Ahmet Şefik’e vermesi pek bir işe yaramış gözükmüyor...
Mısır çalkalanmaya devam ediyor...
***
Tunus...
Ardından Mısır...
Ne oluyor? Olayların başından bu yana ABD yönetiminden yapılan açıklamalara bakıyorum...
Devreye önce ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un girdiğini biliyoruz...
Dışişleri Bakanı Clinton, Mübarek hükümetine “barışçı protestoculara izin vermesi”, sivil toplumu “tehdit” değil “ortak” olarak görmesi, kapatılan (internet) iletişim hatlarını yeniden açması çağrısında bulunmakla kalmıyor... “Mısır’ın bir ortağı olarak, Mısır hükümetinin gerekli ekonomik, siyasi ve sosyal reformları uygulamak için Mısır halkıyla ivedi olarak angaje olması gerektiğine kuvvetle inandıklarını” vurguluyor...
***
Ardından...
ABD Başkanı Barack Obama, Mısır’daki olaylarla ilgili olarak Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile görüştüğünü ve Mübarek’i, halkı için daha fazla demokrasi ve daha fazla ekonomik fırsatların sağlanması doğrultusunda çalışma sözünü tutmaya çağırdığını söylüyor...
O da, Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, Mısırlı yetkililere, barışçıl protestoculara karşı şiddet kullanmaktan kaçınması çağrısında bulunuyor...
Mısır’daki ABD tutumu, Tunus’takinden farklı değil... Üstelik dünya basınındaki yorumlar, Tunus’ta Bin Ali’nin gitmesinde ABD’nin aktif bir rol oynadığını gösteriyor... Baskı ve yolsuzluğun tavan yaptığı Ortadoğu rejimlerinden halk gına getirmiş durumda ama yapılan açıklamalar ABD’nin de geçmişten farklı olarak diktatörlerden yana tavır koymadığını gösteriyor.
***
Aklım “öldü bitti” denen “Büyük Ortadoğu Projesi”ne takılıyor... Neydi o?
Ulaştığım ilk kaynak bu kavramı şöyle tanımlıyor: “Büyük Ortadoğu Projesi ya da tam resmi adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık İnisiyatifi, Amerika Birleşik Devletleri 43. Başkanı Bush hükümeti tarafından Büyük Ortadoğu adıyla duyurulan, en batıda Fas’ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan’ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Kuzeyde Türkiye’nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen’e kadar uzanan bölgede, Müslüman ülkelere demokrasi ihracını ve bu ülkelerin pazarlarının açılmasını amaçladığı açıklanan politik kuramdır. İlk olarak 2004 yılındaki G-8 zirvesinde ortaya atılan bu girişim kabul görmediği için birkaç ay içinde tedavülden kalkmıştır.”
Acaba kalktı mı, şüpheye düşüyorum...
***
57 Müslüman ülke dünya nüfusunun yüzde 24’ünü ama dünya üretiminin ancak yüzde 7’sini temsil ediyor.
Bu çelişki, fakirlik ve sefalet olarak beliriyor ve İslam âlemini kan revan içinde bırakıyor.
ABD’de ise Obama var ve onun temsil ettiği “bilgisayarcılar” bu ülkelerin silaha para vermeyecek demokratik bir huzura erişmesini, kendi bilgisayarlarını gerektiği kadar alacağı bir noktaya gelmesini arzuluyor... Pandora’nın kutusu bundan açılıyor gibi... Ama ünlü sözdür: “Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.”
Sokağa çıkıyorum, Nürnberg’de hava ayaz...

Hiç yorum yok: