23 Şubat 2011 Çarşamba

Eser KARAKAŞ - Eğitim, askeri vesayet ve siyaset


Askeri vesayet son ayların, son senelerin en çok tartışılan konularının başında geliyor.
Toplumsal yaşamın bir dizi alanında zaten askeri vesayetin varlığı tartışma götürmeyecek kadar aleni.
Askeri yargıtay, askeri danıştay, MGK, devlet protokolü, “şimdilik itidalle izliyoruz” gibi saçma sapan açıklamalar, vs. en tipik örnekler.
Askeri vesayetin en az konuşulduğu alanlardan birisi ise maalesef eğitim.
Eğitimde askeri vesayetin bütün ağırlığıyla sürmesinin kanımca en genelinde iki etkisi var; birincisi siyasi, ikincisi ise tümüyle pedagojik/eğitimsel.
Bu yazıda, bir eğitim yazısında meselenin siyasi boyutuna girmeyeceğim.
Ancak, emin olunuz, meselenin pedagojik/eğitimsel boyutu da en azından siyasi boyutu kadar önemli.
Bugün meselenin sadece küçük bir noktasına değineceğim.
Konu siyasi değil, ya da ilk planda değil; önemli olan eğtim sisteminin çıktısı olan beyinlerin 21. yüzyılın meseleleriyle başa çıkabilecek eleştirel, sansürsüz bir düşünce sistematiği ile yetiştirilebilmeleri.
Kenan Evren kafasının (!) şekillendirdiği kitaplarla yetiştirilen gençlerin ise çağın bu büyük meydan okumasında ayakta kalmaları, başarılı olmaları mümkün değil.
Geçen hafta eğitim yazımı bitirirken şöyle yazmışım: “Yukarıda sözünü ettiğim belge meseleye benim gibi yaklaşanlar için bir hazine; haftaya devam edeceğim ama bu konu çok daha siyasi olacak”.
Belge dediğim de Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 20 temmuz 2010 tarihli MEB Orta Öğretim Kurumları Haftalık ders Çizelgesi; yani sıradan bir eğtim belgesi güya.
Belgede ortaöğretimde okutulacak derslerin programlarının en son ne zaman Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından gözden geçirildiği de belirtiliyor.
Bir-iki örnek verelim isterseniz: Türkçe (2006), Görsel Sanatlar (2009), Müzik (2009), Türk Edebiyatı (2005), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (2005), Tarih (2009), Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi (2008), Coğrafya (2010), Geometri (2009), Fizik (2008), Felsefe (2009), Psikoloji (2009), Sosyoloji (2009); listeyi daha uzatmıyorum.
ANCAK, sadece T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürk İlkeleri dersinin yanında iki tarih var: Nisan 1981 ve Haziran 2002.
Bu dersin (İnkılap Tarihi ve Atatürk İlkeleri) dersinin içeriğinin ana çizgileri 1981’de, askeri cunta günlerinde Kenan Paşa tarafından belirlenmiş, Haziran 2002’de, müfredata MEB TTK Başkanlığı tarafından ermeni, rum, pontus, süryani konuları (!) eklenirken bir rötuş yapılmış ama öyle kalmış.
2002 sonrası AK Parti yaklaşık tüm derslerin, geometriden fiziğe kadar tüm derslerin içeriğine el atmış (yukarıda tarihleri verdim) ama nedense, herhalde içerik çok pedagojik/eğitimsel, çocuklarımızı 21. yüzyılın meydan okumalarına hazırlayıcı bulunmuş ki, İnkılap Tarihi ve Atatürk İlkeleri dersinin içeriğine Kenan Paşa sonrası el dokunulmuyor ya da anlayamadığım nedenlerden dokunulamıyor.
O kadar ders arasında müfredatı çağa en uygun, rötuşlanması, ya da daha doğrusu, tümüyle kaldırılması uygun görülmeyen yegane ders Kenan Paşa’nın içeriğini belirlediği İnkılap Tarihi ve Atatürk İlkeleri dersi olmuş; haydi hayırlısı.
Askeri vesayet meselesi ülkemizde sanıldığından çok daha derinlere işlemiş bir konu.
Hangi belgeye, düzenlemeye el atsanız askerin bir önceliğine, bir ayrıcalığına rastlıyorsunuz.
Bir işe yarasa, vallahi, en azından, bu kadar üzülmeyeceğim.  
Tüm toplumsal desteğe rağmen AK Parti bu ayıklamaları neden yapmıyor, bunu da anlayamıyorum.

Hiç yorum yok: