30 Kasım 2010 Salı

Eser KARAKAŞ - Beyaz türkler, akılsız türkler ve Lizbon Zirvesi

 ekarakas@stargazete.com


Beyaz türk lafını hiç sevmiyorum. Beyaz ev deniyorsa bunun anlamı potansiyel olarak siyah ya da gri evlerin de olabileceğidir.

Kendilerine beyaz türk diyen bir kesimin başka türkleri nasıl nitelendirdiklerini de açıklamak gibi ahlaki zorunlukları vardır.

Beyaz türk kavramına ne gibi özellikler yükleniyor bilemiyorum, aydınlanma denen dönem ile ilişkili bazı kavramların beyaz türk kavramına yüklendiğini düşünüyorum ama burada aklıma bazı sorular da takılmıyor değil doğrusu.

Aydınlanma kavramına olur olmaz her fırsatta bir anlam yükleyen kesimin çok büyük çoğunluğunun, adeta tümünün aydınlanma kavramının ne anlama geldiğini hiç kavrayamadıklarını seziyorum.

Aydınlanma kavramı, beğenin ya da beğenmeyin, özünde sorgulama demektir.

Ama her şeyi sorgulama demektir.

Bugün ülkemizde kendine beyaz türk deme cüret ve cehaletini gösteren kesimin ve bu kesimin sözcülerinin en az becerdiği şey ise sorgulamadır.

Sorgulamaktan kaçınan kişi aydınlanma kavramının özünü ıskalamış demektir.

Bu sorgulama özürlü kişiye de beyaz türk demek mümkün değildir.

Gelelim sorgulama meselesine.

Dediğim gibi, aydınlanma demek sorgulama, herşeyi sorgulama demektir.

19-20 Kasım günlerinde Lizbon’da bir NATO Zirvesi toplandı.

Özellikle bu Zirve askeri/teknik konuların ön plana çıktığı bir toplantı oldu.

Türkiye bu Zirve’ye, bilebildiğim kadarıyla (aksini bilen varsa söylesin), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’den oluşan bir yönetici, karar alıcı grupla katıldı.

Bu da çok normal.

Ancak, aşağıda, siyasi düzeyi brief edici başka bir grubun da varlığı şart.

Diğer NATO ülkelerinin tümünde, bu bilgilendirici grupta Genelkurmay Başkanları da bulundular.

Yine bilebildiğim kadarıyla sadece bizim ülkemizde siyasi otoriteyi brief edecek, teknik bilgi verecek grup içinde Genelkurmay Başkanı Sayın Işık Koşaner bulunmadı.

Sayın Işık Koşaner, Genelkurmay Başkanı Lizbon’a gitti mi, gitmedi mi?

Bu sorunun cevabı önemlidir.

Özelikle sorgulama geleneğinden gelmesi gereken “sözde aydınlanmacı”, “sözde beyaz türkler” için çok önemlidir.

Kendine beyaz türk deyip de “Koşaner neden Lizbon’da yok?” sorusunu soran birini gördünüz mü?

Kendine “beyaz türk” diyeceksin, aydınlanma (sorgulama) kavramını diline pelesenk edeceksin ama sonra tüm NATO ülkeleri içinde neden sadece türk Genelkurmay Başkanı Lizbon’a gitmedi sorusunu sormayacaksın.

Bu kategoriye bence, ilgisizlik ya da cehalet söz konusu değil ise, “beyaz türk” değil “AKILSIZ TÜRK” ya da “GÖREVLENDİRİLMİŞ TÜRK” denir.

Bu sorunun muhatabı da sadece bu konuyu sormayı aklına bile getiremeyecek kendine beyaz türk diyebilen “AKILSIZ TÜRKLER” değildir.

Hükümet de, neden kendi memurunu Lizbon’a götüremiyor, bize açıklamak zorundadır

Hiç yorum yok: