ekarakas@stargazete.com
UNESCO harika eğitim istatistikleri yayınlıyor.
Ekonominin ulusal sınırları tanımaması rekabet ortamını çok daha sertleştiriyor.
İnsanlar da bu rekabet ortamının tam ortasındalar.
Daha iyi, daha uzun eğitim almış olanların bu rekabet ortamında daha kolay ayakta kalacakları da kesin.
Rekabet ortamında daha kolay ayakta kalacak insanları sayıca daha fazla ülkeler de daha gelişmiş ülkeler olacaklar.
Mesele bu kadar basit.
Eğitimle ekonomiyi, rekabeti bugün için, bu denli beraber düşündüğünüzde de en aydınlatıcı istatistikler 25 yaş ve yukarı nüfusun eğitim istatistikleri.
Çok detaya girmeden ülkemiz Türkiye için 25 yaş ve yukarı nüfusun temel eğitim istatistiklerini özetlemek ve biraz da mukayeseli yorum yapmak istiyorum.
25 yaş ve yukarı nüfusta ülkemizde hiç okula gitmemişlerin oranı UNESCO istatistiklerinde yüzde 11.3 görülüyor; bu orana erkek-kadın olarak bir kez daha baktığınızda hiç okullaşmamış erkeklerin oranının yüzde 4.5, kadınların ise yüzde 18 olduğu göze çarpıyor.
Başka bir ifadeyle hiç okul yüzü görmemiş kadınlarımızın oranı erkeklere kıyasla tam dört kat daha yüksek.
UNESCO istatistiklerinde başka çarpıcı noktalar da mevcut ama uluslararası mukayeselerde ülkemiz için en göze çarpan özellik eğitim durumu söz konusu olduğunda kadının durumunun başka ülkelerle karşılaştırılamayacak kadar kötü olduğu gerçeği.
Burada başka ülke derken Suudi Arabistan, Suriye gibi ülkeleri kastetmiyorum, kastetmek de istemiyorum; muradım kendimizi mukayese yapmaktan kaçınmamamız gereken batı ülkeleri.
İlkokulun bir aşamasından terk etmiş 25 yaş ve yukarı nüfusun oranı ise ülkemizde yüzde 6.2.
Bu kategoride erkeklerin oranı yüzde 4.8, kadınların ise yüzde 7.4.
Lise sonrası eğitim meselesine geldiğimizde karşımıza ilginç veriler çıkıyor.
25 yaş ve yukarı nüfusun yüzde 9.1’i ise lise sonrası eğitim almış durumda.
Bu kategoride erkeklerin oranı yüzde 11.2, kadınların ise yüzde 7.1.
Ukrayna’da lise sonrası eğitim almış 25 yaş ve yukarı nüfusun oranı yüzde 38; erkeklerde oran 35.8, kadınlarda ise yüzde 39.7 yani daha yüksek.
Filipinlerde genel oran yüzde 27.3, erkeklerde yüzde 25.5, kadınlarda yüzde 29.
Bu son kategori üzerinde daha uzun durmak, mukayeseli istatistiklerden lise sonrası eğitimin finansman modeli için ipuçları çıkarmamız lazım.
Mesela, Amerika Birleşik Devletleri’nde 25 yaş ve yukarı nüfusun yüzde 38.3’i lise sonrası öğretim görmüş durumda; bu ülke için erkek-kadın ayırımı anlamlı durmuyor, bir fark gözükmüyor, erkeklerin oranı yüzde 38.1, kadınların ise yüzde 38.4.
İki ülke düşünün, birincisinde üniversite okumuşların oranı yüzde onun altında ikincisinde ise yaklaşık yüzde kırk; bu iki ülkede yükseköğretim finansman modellerinin, etkinlik ve daha da ziyade hakkaniyet açısından farklılaşması normal; böyle bir istatistiki veri bizim ülkemizde özel eğitimi daha hakkaniyetli kılabilir.
Üstelik bu iki ülkenin vergilerinin matrahları, mükellefleri çok farklı ise.
Bu konuya başka bir yazıda uzun uzun geri döneceğim.
UNESCO istatistiklerinde en çok ilgimi çeken başka bir konu da 25 yaş ve yukarı nüfusun eğitim dağılımı verilir iken “bilinmeyenler” kaleminin yüzde 7.4 oluşu; başka hiçbir ülkede bilinmeyenlerin oranı bu kadar yüksek çıkmıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ya da DEİK’in (Devlet İstatistik Kurumu) bu konuda bizleri aydınlatmasını doğrusu çok isterim.
Manzara-ı umumiyeyi nasıl buldunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder