4 Ekim 2010 Pazartesi

Barış zamanı - Mehmet ALTAN

Barış zamanı


Mehmet ALTAN mehmetaltan@stargazete.com


Yazıya başladığımda... Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Aysel Tuğluk, 5 yıl aradan sonra, savunmasını üstlendiği Öcalan ile görüşmesinden henüz dönmemişti.

Giderken de “umuyorum ülkemiz ve halklarımız için hayırlı bir görüşme olur” dedi.

Dönüşte neler söyleyeceği merakla bekleniyordu...

Beklerken, Bakanlar Kurulu toplantısı bitti... Cemil Çiçek’ten “sınır ötesi” tezkeresinin imzaya açıldığını öğrendik.

Hükümet sözcüsü ihtiyatlı bir dil kullanıyor, “özgürlük-güvenlik” dengesi bozmak istemediklerini hissettiriyordu...

Ama bize asıl lazım olan “güvenliğe” ihtiyaç bırakmayacak radikal bir demokratikleşmeydi...

***

Dün adeta...

Sanki artık hep öyle kalacakmış hissini veren türden...

Devlet görüş günü gibiydi.

Görüşen görüşene...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, TESK’in olağan kongresi öncesindeki sürpriz görüşmesi...

Sonuçlarına son anda vakıf olduğumuz Bakanlar Kurulu’nun kendi arasındaki görüşmesi...

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani’yle görüşmesi...

ABD’de sürdürdüğü temasları ertesinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Başbakanlık’taki görüşmesi...

Daha bitmedi...

Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Asistanı Hasan Türkmani’nin bugün Ankara’da yapacağı görüşmeler...

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da yakın zamanda Irak’a giderek yapacağı görüşmeler...

İddia o ki...

Devlet yetkililerinin, MİT’in koordinatörlüğünde Öcalan’la yürüttüğü görüşmelerde sona gelindi...

Ve PKK güçlerini sınır dışına çekmeye başladı.

Ayrıca...

PKK’yı dağdan indirmek için düğmeye basan Ankara, bir yandan da bölgedeki ülkelerle diplomatik atak başlattı.

Çok çok kritik bir süreç...

İnşallah “savaş lobisi”nin eli böğründe kalır...

Tabii ki bu süreç bir çırpıda sona ermez...

Ama ermesi için önce silahların susması gerekir...

İşte tam o aşamadayız...

Önce sakinlik, sonra çözüm...

***

Biz gözlerimizi Kürt Sorunu’na dikmiş iken, yeryüzü de Orta-Doğu’ya odaklanmıştı...

Çünkü...

Netanyahu ve hükümetinin 10 aylık süreyle uygulamaya koyduğu inşaat yasağı dün sona erdi.

İsrail Ulaştırma Bakanı Likudluu Yisrael Katz, yasağın sona ermesiyle yerleşimcilerin gece yarısı sonrası itibarıyla, ellerinde yasal izinleriyle, evlerini yapmaya başlayabileceklerini söyledi.

Böylece...

Filistin ile doğrudan müzakerelere başlayan İsrail yönetimi, Filistinlilerin hassasiyetini ve ABD’nin uyarılarını dikkate almamış oldu.

Gözlemciler, Başbakan Netanyahu’nun ilk hedefinin koalisyon hükümetini zora sokmamak olduğunu söylüyor... Filistin tarafının da bunu anlayışla karşılayacağını, durumu protesto etseler de görüşmeleri infilak ettirmeyecek kısmi bir anlayışla durumu yöneteceğini iddia ediyorlar...

***

Aslında...

Olup bitene Orta-Doğu ölçeğinde bakmak gerek.

Dünya sistemi...

Üstelik “sanayi sonrası dönem”e ayak attığından...

Kavgaya, gürültüye değil; barışa ve zenginliğe doğru meyl etmek istiyor...

Savaş lobisi’nin her türlü provokasyonuna rağmen “barış”ın pes etmemesi bu yüzden...

***

Hep söylüyoruz...

Silahçılar kurşun atarak...

Bilgisayarcılar barış yaparak güçleniyor...

Eğer Bush gidip, Obama geldiyse...

Silahçılar da yenilecek...

Hem de belki ebediyete kadar...

Yeter ki beklediğimiz “iyi şeyler” biran önce gerçekleşsin ve kalıcı olsun...

Hiç yorum yok: