4 Ekim 2010 Pazartesi

Eser KARAKAŞ - Yeni Anayasayı konuşalım (1)

 ekarakas@stargazete.com


Olağanüstü bir gelişme olmaz ise ilk genel seçimlerin rengi üç aşağı, beş yukarı belli.

Kanımca, bu sene ve önümüzdeki sene ülkemizin temel tartışma konusu yeni Anayasa olacak.

Bu süreçte herkesin, gazetecilerin, sadece hukukçuların değil tüm öğretim üyelerinin, baroların, sendikaların, tüm sivil toplum kurumlarının, siyasal partilerin yeni Anayasaya yönelik önerilerini hiç otosansüre uğratmadan toplumla paylaşmalarında büyük fayda var.

Bendenizin de öncelikle bir yurttaş olarak, daha sonra da bir öğretim üyesi, bir gazete yazarı olarak yeni Anayasa konusunda bazı SOMUT önerilerim var ve önümüzdeki günlerde bu somut önerilerimi okurlarla, ilgilenen herkesle paylaşmak arzusundayım.

Bu konuda bir şey söylemek isteyen herkesin meramını somut anlatmasında, somut öneriler getirmesinde sayısız fayda görüyorum.

“Anayasa devleti bireye karşı değil de bireyi devlete karşı korumalı” demek doğru, anlamlı bir ifade ama bu doğrunun nasıl yaşama geçeceği konusunda da SOMUT öneriler lazım.

Önümüzdeki dönemde Türkiye mutlaka çok radikal bir anayasal dönüşüm gerçekleştirmek zorunda.

“Gerçekleştiriyormuş” gibi yaparak durumu idare etmek artık imkansız.

Önümüzdeki anayasa reformuna başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi sorunsalının damgasını vurabilme ihtimalini de bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum.

Kimse, bendenizin başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine geçiş meselesine soğuk baktığımı da zannetmesin.

ANCAK, şayet anayasada yurttaş-devlet ilişkileri, din-devlet ilişkileri, sivil-asker ilişkileri, resmi ideolojinin tanımı ve konumu bugünkü gibi kalacak ise başkanlık ya da yarı başkanlık sistemlerine geçsek ne olur, geçmesek ne olur.

İlk bakışta akılma gelen yedi temel konu var; bu konularda belirli bir mesafe alınabildikten sonra yönetim biçiminin nasıl olacağı sorusunun anlamlı olacağını düşünüyorum.

1-Yurttaşlık konusu-Madde 66

2-Din-devlet ilişkileri-Madde 136

3-Sivil-asker ilişkileri-Madde 117 ve diğerleri

4-Resmi ideoloji-Dibace ve aşağı yukarı her yer ve başka temel kanunlar

5-Anayasa yorumcularını (mesela Anayasa Mahkemesi) anayasa maddelerinin yorumunda temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmaların ruhunu temel almalarının asğlanması.

6-Anayasal iktisat- Bütçe açıklarının milli gelire oranına anayasal tavan getirilmesi.

7-Toprak bütünlüğü ilkesine sadık kalarak (üniter devlet demek değildir) Anayasanın yedinci maddesinde gerekli değişiklikleri yapmak (TBMM’nin yasama-vergi salma tekeli) ve yerel seçilmiş meclislere mesela yerel vergiler konusunda yetki vermek.

Bendeniz bu yedi dönüşümü daha demokratik, daha etkin, daha adem-i merkeziyetçi bir devlet yapılanması için olmaz ise olmaz görenlerdenim.

Bu konuları tek tek önümüzdeki günlerde detaylı bir biçimde tartışmaya açmaya gayret edeceğim.

Anayasa yapma sürecinde AB sürecinin, getirdikleri ve getireceklerinin de temel alınması şart.

Hiç yorum yok: