4 Ekim 2010 Pazartesi

Mehmet ALTAN-Merkez Medya

Merkez Medya


 mehmetaltan@stargazete.com
Başbakan Erdoğan bugün İstanbul’da medya kurumlarının yöneticileriyle bir araya geliyor. İstanbul’da gerçekleştirilecek toplantıya 70’e yakın medya kurumu üst düzey yöneticisinin katılacağı belirtilmekte...

Geçen gün sordular: “Merkez medya” için ne düşünüyorsun?

Cevap verdim:

“Ben buna merkez medya-çevre medya olarak değil, gazetecilik ilkelerine saygılı olanlar ve olmayanlar diye bakıyorum.

Yani gazetecilik kurallarına ihanet edenlerle etmeyenler arasında bir ayırım yapmak lazım.

- Acaba böyle bir titizlikle medyayı değerlendirsek ne çıkar?

...Siyasi bir ayrımdan ziyade mesleki olarak işin gereklerini yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Ama ne merkez medyanın ne de çevre medyanın gazetecilik ilkeleri açısından işin gereğini yerine getirmediğini düşünüyorum.”

Neden mi böyle?

Çünkü dış basında bulduğum nitelikli bilgiyi bizim medyada bulmakta çok zorlanıyorum, hatta bulamıyorum.

***

Buna en yakın örnek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katılıp etkin rol oynadığı New York’taki Birleşmiş Milletler Toplantıları...

192 ülkenin toplanıp dünya meselelerini tartıştığı tek platform olan Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları 23-30 Eylül tarihleri arasında New York’ta gerçekleşiyor.

Üstelik 65. dönem Genel Kurul genel görüşmeleri öncesinde başlayan ve bence çok çok önemli olan “BM Binyıl Kalkınma Hedefleri Zirvesi” var...

Ama gel gör ki “BM Binyıl Kalkınma Hedefleri Zirvesi” içeriği itibariyle dünyanın saygın yayın organlarında çok geniş yer alırken, bizde doğal bir biçimde ıskalandı.

Ama sadece medyada değil, yoksulu bol toplumda da ıskalandı.

Hâlbuki insan hakları ve yardım örgütleri, dünyada hala yaklaşık 1 milyar kişinin açlık çektiğine vurguda bulunarak liderlere cesur olmaları çağrısı yapmakla kalmadı, İspanya’nın Barselona kentindeki protestocular seslerini duyurmak için insan kulesi oluştururken, New York’taki gösterilerde de yoksulluğa karşı birlik olunması çağrısı yapıldı.

***

Bundan tam on yıl önce...

Eylül 2000’deki Binyıl Zirvesi’nde, yoksulluğu yarı yarıya azaltmayı da içeren Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne 2015 yılına kadar ulaşma kararı alınmıştı.

Binyıl Kalkınma Hedefleri şunlardı:

1- Aşırı yoksulluğu ve açlığı ortadan kaldırmak

2- Herkes için evrensel ilköğretim sağlamak

3- Cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve kadının güçlendirilmesini sağlamak

4- Çocuk ölümlerini azaltmak

5- Anne sağlığını iyileştirmek

6- HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıklarla mücadele

7- Çevresel sürdürülebilirliği sağlama

8- Kalkınma için küresel bir ortaklık kurmak...

Bu sekiz Binyıl Kalkınma Hedefi 60 gösterge ile ölçülen 21 ölçülebilir hedefe ayrılmıştı.

***

Üç gün süren zirvede açlık, hastalık, eğitim sorunları ve kadın-çocuk ölümleri konusu yeniden masaya yatırıldı.

Zirvede kadın ve çocuk ölümlerinin azaltılması için 30 milyar euroluk kaynak açıklandı. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, devletlerin yanı sıra özel şirketler, sivil toplum örgütleri ve özel vakıflar tarafından karşılanacak bu kaynakla 2015 yılına kadar 16 milyon kadın ve çocuğun hayatının kurtarılabileceğini belirtti.

Ancak diğer hedeflerin tutturulabilmesi imkânsız görünüyor.

Maalesef BM verilerine göre dünyada yaklaşık 1 milyar 400 milyon insan aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Dünya Bankası, mali kriz nedeniyle bu sayıya 64 milyon kişinin daha eklendiğini tahmin ediyor.

***

Zirvenin en önemli gelişmelerinden biri ABD’nin “yardım stratejisinde” yapılan değişikliğin bizzat ABD Başkanı Obama tarafından açıklanması oldu:

“Kalkınma yardımlarının hedefi ile ilgili çizgimizi değiştiriyoruz. Doğrudan yardımlar kısa vadede insan hayatı kurtarsa da toplumun durumunu uzun vadede her zaman iyileştirememektedir. Onyıllar boyunca gıda yardımına muhtaç yaşayan milyonlarca insanı düşünelim. Bu kalkınma yardımı değil, bağımlılıktır. İşte biz bu çemberi kırmak zorundayız. Yoksulluğu idare etmek yerine insanlara ve uluslara yoksulluktan çıkış yolunu göstermeliyiz.”

***

Ne yazık ki kısa bir özetini yaptığım dünyayı sefaletten kurtarmayı hedefleyen bu çok önemli toplantı hakkında bizim medyada derli toplu ve doyurucu bilgiye pek ulaşamadım.

Medyayı “merkez medya-çevre medya” diye ayırsam da ulaşamadım, ayırmasam

Hiç yorum yok: