19 Ocak 2011 Çarşamba

Mehmet ALTAN - Maaşları neden gizliyorsunuz?

Pazartesi gecesi eve döndüğümde, Ankara’da gece eğitim uçuşu yapan bir helikopterin düştüğünü acıyla öğrendim. Kazada beş pilot şehit olmuştu... Gece, bu yürek burkan haberle noktalandı.
Sabah kalktığımda ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin istifasını istediği Adalet Bakanı Ergin, gazetecilerin “Danıştay Başkanı Mustafa Birden’in kendisinden özür beklediği” yönündeki açıklamalarına ilişkin sorularını yanıtlıyordu. Bakan, 2006 yılından sonra yargıdaki statükonun AK Parti Hükümeti’ni nasıl kuşattığını şaşırtıcı örneklerle kronolojik olarak çarpıcı bir şekilde açıkladı. Sadullah Ergin sözlerini, “bir özür borcu varsa, adalet bekleyen, yıllardır dosyalarında karar bulamayan vatandaşlarımızdan topyekûn bir özür borcumuz var. Yüksek yargının, siyaset kurumunun hep birlikte” diye bitirdi.
***
Birinci Cumhuriyet “asker-sivil bürokrasi” tarafından inşa edildi.  O günden bugüne, egemen bürokratik erk kendi egemenliğini halk iradesine bırakmak istemiyor... Sadullah Ergin de dün sabah bunun bir örneğini vermekteydi. Ne ki Adalet Bakanı’nı dinlerken birden aklıma, Star’da önceki gün okuduğum bir köşe yazısı geldi. O yazı, “siyasal iktidar-bürokratik statüko” arasındaki görünen gerginliğin, bazı durumlarda “görünmez bir dayanışmaya” dönüştüğünden hareket ediyordu... Hem de Eser Karakaş’ın bir kaç gün önce konuyla ilgili “aradığı bir soruya” dolaylı olarak cevap vermekteydi...
***
Önce Eser Karakaş’ın sorusuna döneyim...
6 Ocak günkü “Memur maaşlarında ne eksik” başlıklı yazısının bir bölümü şöyleydi:
“Listeye biraz daha dikkatli baktığınızda, vaizden polise, kaymakamdan avukata kadar çok çeşitli örnekler varken askerler ve yargı görevlilerinin maaşları görünmemektedir ve bu durum askerler için 28 Şubat günlerinden bugüne, yargı çalışanları için de son dört-beş senedir böyledir.
Oysa vergi mükelleflerinin kendilerine kamu hizmeti üreten tüm kamu çalışanlarının ücretlerini/maaşlarını öğrenmelerinden, bilmelerinden daha doğal bir şey olabilir mi? Vergi mükelleflerinin bir generalin, bir yüzbaşının bir yargıcın maaşını bilgi edinme hakkı temelli başvurularla öğrenmeleri herhalde mümkündür ama bu durum çok normal değildir; önemli olan, aklıma takılan konu subay ve yargı çalışanlarının maaşlarının neden Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan tablolarda yer almadığıdır.”
***
Soruya cevap ise önceki gün bizim gazetenin üçüncü sayfasındaki Hüseyin Özay’ın “Eko-Ankara” köşesinden geldi. “Memur maaşları” listesinde çifte standart yaşandığını vurgulayan “haber-analiz”in bir bölümü şöyleydi: “Maliye, önce askerlerin ardından yargı mensuplarının, son olarak da valilerin aldığı maaşları listeden çıkardı. Açıklanan maaş listesinde neredeyse sadece alt düzey kamu görevlileri kaldı. Maliye kaynakları, askerlerin maaşlarının güvenlik sebebi ile açıklanmadığını bildirdiler. Hâkim ve savcıların maaşlarının da adalet sistemini zafiyete uğratmamak için listeye alınmadığı öne sürüldü. Son olarak listeden çıkarılan valilerin, ‘bizim maaşımızı açıklıyorsunuz sonra tartışma konusu oluyor’ diyerek listeden çıkarılmalarını talep ettiği kaydedildi.”
***
Bazen olup biteni anlamakta zorluk çekiyorum... Yaşanan ve çok olumlu adımların da atıldığı süreç “rejimi demokratikleştirmeyi” mi hedefliyor, yoksa sadece “siyasal egemenlik” kavgası mı? Gerçekten amaç AB standardında bir demokratik rejim ise bunun her an ve her alanda neden gereği yapılmıyor? Örneğin “vesayet rejiminden” söz edip dururken, askerlerin, yargının ve şimdi de valilerin halkın vergilerinden ödenen maaşları neden gözlerden saklanıyor? Askeri maaş konusunda 28 Şubat’ın devamı olarak tutum takınılıyor?
***
Yok, eğer amaç, eski tas eski hamam anlayışını sürdürüp “siyasal egemen” olmak ise, o zaman da dostça söyleyeceğim şudur:
ANAP’ı unutmayın.
***
Bakalım Maliye, siyasal iktidarın halk iradesine ambargo koyduğundan haklı olarak yakınıp durduğu “bürokratik vesayet” sürerken, askeri, yargısal ve idari erkin maaşlarını Türkiye halkından, 28 Şubat’ta olduğu gibi saklamaya devam edecek mi?
Esas kanaati o tutum belirleyecek çünkü...

Hiç yorum yok: