15 Kasım 2010 Pazartesi

Emlak vergisi bölücü müdür? - Eser KARAKAŞ

Emlak vergisi ile bölücülük arasında ne gibi ilişki olabilir demeyin, bal gibi var (!), daha doğrusu birileri böyle bir ilişkinin varlığına inanabiliyorlar.

Başta da anayasa koyucu; yoksa Anayasa’nın yedinci maddesi, vergi salma tekelini TBMM’ye veren madde nasıl yorumlanabilir?

Bu yazı yeni anayasaya ilişkin yapmaya gayret ettiğim yedi önerinin sonuncusuna ilişkin.

Dünya ve Türkiye büyük bir hızla değişiyor; bu süreçte eski kavramlarda, hele anayasa hukukuna ilişkin yerleşik kavramlarda çok tutucu olmanın bir alemi yok.

Mevcut anayasanın yedinci maddesi her türlü yasama tekelini TBMM’ye veriyor.

Vergi kanunu çıkarma da yasama faaliyetinin özü; vergilemenin yasallığı ilkesi de (73. madde) anayasa hukukunun temeli.

ANCAK, verginin yasallığı ilkesi illa da TBMM, merkezi yasama organı anlamına mı gelmeli, esas tartışılması gereken konu bu.

Türkiye’nin kürt meselesinden de tamamen bağımsız büyük bir yönetim problemi var.

Bu yönetim probleminin temel nedenlerinden biri de AŞIRI MERKEZİYETÇİ bir yapılanma ve daha da önemlisi bu merkeziyetçilik anlayışı olmaz ise Türkiye’in yönetilemeyeceğine iman etmiş bir zihniyet.

Önce bu zihniyet değişecek, değişmek zorunda, arkasından da merkezi idari yapı daha adem-i merkeziyetçi bir yapıya kavuşacak.

Merkeziyetçilik-adem-i merkeziyetçilik tartışması özünde siyasal bir tartışma değildir.

Merkeziyetçilik-adem-i merkeziyetçilik tartışması kamu yönetiminin etkinlik tartışmasıdır.

İdari yapılanmamızı bugüne oranla çok daha adem-i merkeziyetçi bir yapıya kavuştumadan kamu yönetiminde etkinlik aramak abesle iştigaldir.

70 milyonluk böyle bir toplumun tüm kamusal ihtiyaçlarını Ankara’dan çözmeye kalkmak deveye hendek atlatmaya benziyor.

İşe de anayasanın yedinci maddesinden yani yasama tekelini (mesela vergi salma) TBMM’ye veren maddeden başlamakta yarar var.

Yerel vergileri, mesela emlak vergisini yerel seçilmiş meclisler çıkarsa ne olur?

Bölünürüz diyenlerin aklına şaşmak lazım.

Emlak vergisinin matrah ve oranlarını Diyarbakır için Diyarbakır İl Genel Meclisi saptasa ne olur?

Bu işin öyle sanıldığı gibi federalizmle falan da doğrudan ilgisi yoktur.

Böyle bir anayasal değişikliğin topluma büyük bir rahatlama getireceğini de düşünüyorum.

Keşke anayasa değişiklik paketine 7. maddede yerel vergilere istisna getiren bir hükmü de ilave etse idik.

Merkezi devlet böylece yerele güvenmeye başladığının somut bir adımını atmış olurdu.

Çok önemli başka bir konu da Sezer’in bir kez daha görüşülmesi için TBMM’ye geri göndermesi sonrası ortadan kaybolan “Kamu yönetimi temel yasa tasarası” nın daha da etkinleştirilerek yasalaştırılması.

Bu konuların ne PKK ile, ne kürt meselesiyle hiç alakaları yok.

Tek mesele idari yapılanmayı ve kamu yönetimini dahe etkin, daha demokratik hale getirmek.

Emlak vergisinin yerelleşmesi Türkiye’yi böler diyenlerin genç öğrenci kızlar üniversitelerde türban takarsa laiklik elden gider diyenlerden doğrusu pek farkı yok.

Hiç yorum yok: